Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1768 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

15 Temmuz Kahramanlığını Anlamak İçin PARALEL EVRENDEN BAKMAK
Av. Özgür Alkan ALKIŞ

  Sayı: 93 - Temmuz / Eylül 2017

Dışarıdan plânlamalı, destekli ve idareli hain darbe girişiminin üzerinden tam 1 yıl geçmiş... Hani bazı filmlerde olur ya, yönetmen sahne geçişiyle “alternatif gerçekliği” gösterir. Filânca hadise öyle değil de böyle olsaydı, şu seçimi öyle değil de böyle yapsaydı tarih çizgisi nasıl değişirdi diye… Esasen kuantum fiziği ve Teorik Fizik’te de bunun karşılığı var; “paralel evren teorisi” deniyor. Yaptığımız her seçim ihtimal uzayında yeni bir karşılık doğursa da bir yerlerde diğer ihtimallerin de yaşandığı üzerine bir teori…

15 Temmuz’da milletin gösterdiği kahramanlığı anlamak için, hadiseler öyle değil de başka türlü olsa idi neyle karşılaşacaktık? Millet istiklâline, namusuna, iradesine ve inancına sahip çıkmasa idi, nasıl bir ülkede yaşayacaktık? Bol keseden ölçüsüz ve yıkıcı eleştiren aydın(!)ların, bu dediğimizi tefekkür etmesi, terazinin bir kefesine bu ihtimali koyması vicdanın gereği değil midir?

Öyleyse ey münevver kendine sor bakalım! Öyleyse ey aydın(!) bir düşün bakalım! Öyleyse ey siyasetçi tezekkür et bakalım. Öyleyse ey milletim bir rüya görür gibi filmi başka senaryoyla, hayalinde yeniden çek bakalım.

Eğer 15 temmuz’da hainler başarılı olsa idi:

ARTIK BAĞIMSIZ BİR ÜLKE OLMAYACAKTIK. ÜLKEMİZİ MİLLETİMİZ DEĞİL, KÜRESEL AKIL YÖNETECEKTİ.

Din adına, dini katleden bir hain ve onun her din dışı haline biat etmeye gönüllü zombiler ordusu köle kırbaçlayıcısı gibi kırbacını tependen eksik etmeyecekti. Fikri işgalle de yetinmeyecekler, -ki bu zat-ı namuhterem, HAÇLILAR SİZİN NAMUSUNUZA İBADETİNİZE DOKUNMAZ DİYEREK ZATEN EVVELDEN FİİLİ İŞGALİN YOLUNU DA YAPMIŞ İDİ- bir aşama sonra Sevr’i fiilen uygulayacak ve ülkemizi bölecek, güney ve doğu illerimiz bir terör örgütüne peşkeş çekilecek, Ege bir başkasının, Kıbrıs öbürünün olacak, bir kısmı Ermenilere verilecek, İstanbul ve boğazlar uluslar arası otorite idaresine teslim edilecek, sahte peygamberlik iddiasındaki hain de bunların denetleyicisi olacaktı.

Askeriyesi, adliyesi, diyaneti, ticareti, mülkiyesi ve idaresi hainlerin elinde ve esasen küresel aklın güdümünde olan bir ülke olacaktık! Fikrî ve fiilî işgalin tamamlanmasına ne kalmıştı? Ar, namus, haysiyet, izzet, istiklâl, istikbal kalmayacaktı. Bu hainlerin nezdinde bir önemi de yoktu zaten. Amma emin olun ki, camilerimizi kapatmayacaklardı! Dininize dokunmuyoruz diyeceklerdi! Ağlak, zırlak vaazlarını bu kez cami kürsülerinden verip Kelime-i Şahadetten ve dahi Ezandan Hz Peygamber’in ismini çıkaracak, dinler arası diyalog diyecek, kilise sinagog, cami beraberliği adı altında ortak ibadethaneler açacak, açık küfür olan teslise (üçleme) ve haşa Allah’a oğul isnadına bile Allah’ın rahman sıfatına atıf diyecek, dini içeriden kemirecekler ve dönüştürmeye çalışacaklardı.

Nato ve Birleşmiş Milletler askerleri Boğazlar’da, Trabzon’da Hatay’da, İzmir’de, Adana’da, Diyarbakır’da, Hakkari’de, Van’da ve belki başka pek çok ilimizde olacaktı. ORDUMUZ VE KOLLUĞUMUZ ZATEN HAİNLERİN 30 - 40 SENEYE YAYILAN KUMPASLARIYLA TESLİM ALINMIŞ OLDUĞUNDAN NASIL DİRENECEKTİ?

Böyle alternatif gerçeklik mi olur? Böyle uçuk senaryo mu olur? Diyen varsa senaryonun hazır çekilmişini izlettireyim:

Afganistan, Irak, Suriye, Mısır, Libya, Filistin, Yemen neredeyse tüm Ortadoğu’da çekilmiş ve oynanmış bu filmi görmüyor musun ey milletim? Bu ülkelerde hangi bahaneyle bulunuyorlar hatırlamıyor musun? Milyonlarca insan hangi bahanelerle işgal edilen ülkelerde öldü, mülteci oldu, aç sefil oldu vatanını şerefini, izzetini yitirdi? Artık gerçekliğe de ihtiyaç duymadıklarından (post-truth) diyorlar. Gerçeklik sonrası... Yani, algı yönetimiyle gerçekmiş sanısı uyandırılan her şey.

Maide suresi 54. âyetinde zikredildiği ümidinde olduğumuz Türk milleti, onların tuzaklarına müsaade edebilir miydi? Farz-ı muhal, millet müsaade etse o milletin sahibi, tuzak kuranların en hayırlısı Allah (CC) müsaade eder miydi? İman etmişiz ki, “Kabağın da bir sahibi olduğu gibi” bu milletin de bir sahibi var!

 

Latinlerin emperyalistin uşağı anlamına gelen “Komprador” dediği Aydın(!)lardan ümidim zaten yok da, sen 15 Temmuz’un sene-i devriyesinde yeniden bir düşün ey milletim!


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
15 Temmuz Kahramanlığını ... - Sayı 93
Ne Fa Ka, Bedenini Arayan... - Sayı 92
İsmiyle müsemma Kardelen’... - Sayı 85
Stratejide yapılan hata, ... - Sayı 78
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Kalem, İlahi Kelam’ın yazılmasına ve yayılmasına, yani insanın iki dünyasının da saadetle olmasına vasıta oluyor.
Kalem, insanın iki dünyasını da mahveden bâtıl fikirlerin yazılmasına ve yayılmasına alet edilebiliyor…
Kalemle kazığın şekil olarak birbirine benzemesini bir inceliğe işaret olarak göremez misiniz?
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Annelerin zaferi
Hayatın merkezi anneler
İddiamıza arşivimiz delildir


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15722648
 Bugün : 5778
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 656575
 Bugün : 488
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 1079
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim