Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2613 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

ANNELERİMİZ 14 HZ. ÜMMÜ HABİBE
Yavuz Sert

  Sayı: 93 - Temmuz / Eylül 2017

Validemizin ism-i şerîfi Remle binti Ebû Süfyan'dır. Meşhur Ebu Süfyan'ın kızı ve Muaviye'nin kız kardeşidir. Ebu Süfyan Mekke reislerinden biridir, Ümeyyeoğulları’nın reisidir. Haşimoğulları ailesinin reisi önce Abdulmuttalib, sonra Ebu Talib’dir. Validemiz çok hüsnü ahlâk sahibi olarak, çok eziyete katlanacak biri olarak yaratılmıştır

Validemiz, babası o zaman koyu bir putperest olmasına rağmen haniftir. İlk yavrusu Habibe olduğu için Remle hazretlerinin künyesi Ümmü Habibe olmuştur. İlk evliliğini Resûlullah Efendimiz'in halalarından olan Ümeyme binti Abdülmuttalib'in oğlu Ubeydullah bin Cahş ile yapmıştır. Bu kişi diğer bir validemiz olan Zeyneb binti Cahş'ın kardeşidir. Efendimiz tebligatına başlayınca hem Ubeydullah, hem de Hz. Ümmü Habibe hemen İslâm'a girmişler ve müslüman olmuşlardır. Validemiz ve zevcesi, diğer müslümanlar gibi, müslüman olmaları üzerine birçok eza, cefa çekmişlerdir.

Ümmü Habibe validemiz, ailesi ile Habeşistan'da hayatlarını sürdürürken kocasında namaz kaytarması, İslâmî prensiblere aykırı sözler söylemesi gibi çeşitli değişiklikler farkeder ve bunun üzerine kocası ile konuşur. Ubeydullah bin Cahş, hristiyan bir memleket olan Habeşistan'da tekrar hristiyan olduğunu açıklar validemize. Bunun üzerine validemiz kocasına, kendisini rüyasında çok kötü bir şekilde, çirkin, azap gören halde gördüğünü, demek ki bu haline işaret olduğunu söyleyerek bu hatasından dönmesini söyler. Ancak kocası validemizi dinlememiş hattâ kendisinin de hristiyan olması için baskı yapmıştır. Bunun üzerine validemiz kocasından ayrılmıştır.

Ümmü Habibe validemiz aristokrat bir ailenin mensubuydu, kolay kolay kimse ile tekrar evlenemezdi. Onun için yabancı bir diyarda yalnız kalmış, hattâ kendisini bir odaya kapatmıştır. Validemiz, hem babasının zulmünden, hem ailesinden, hem memleketinden ayrılıp bir de üzerine kocası da Müslümanlık’tan irtidat edince aklî sağlığı rahatsız hale gelmiştir. Fakat bu sıralarda, Safiye validemizin gördüğü rüya gibi, Ümmü Habibe validemiz de bir rüya görmüş ve rüyasında kendisine "Ümmü'l Mü'minin" diye seslenilmiştir. Bu hitaptan sonra validemizin bütün sıkıntıları gitmiştir.

Efendimiz Necaşi’ye iki mektup göndermiştir, biri İslâm’a davet için, diğeri de Ubeydullah’ın dulu Ümmü Habibe ile evlenmek istediğini belirtmek içindir. Bu sıralarda Habeş Necaşisi Ashame, validemize kıyafetlerinden ve kokularından sorumlu Ebrehe ismindeki cariyesini gönderir. Cariye Ebrehe validemize, Efendimiz'in krala mektup yazdığını ve mektupta kendisi ile evlenmek istediğini yazdığını söyler. Validemiz bu haberi aldığındaki heyecanının Efendimiz'i gördüğündeki heyecanından bile fazla olduğunu söylemiştir ama emin olmak için haberi birkaç kez tekrar ettirmiştir.

Nikâhın kıyılması sonrasında orada bulunan Ashâb’ın ayrılmak istemesine Necaşi müsaade etmemiş ve nikâhta yemek ikram etmenin Peygamber'in sünneti olduğunu söyleyerek bizzat kendi yemek ikram etmiştir. Necaşi işte böyle bir adamdır, cenazesini gıyabî olarak Efendimiz kıldırmıştır.

Ümmü Habibe validemizin Medîne'ye gelmesi Kurban bayramından biraz öncedir. Efendimiz ile beraberlikleri üç seneden azdır. Bu sırada Ebû Süfyan hâlâ müslüman değildir ama düşmanlığı içinde azalmasa bile düşmanlık göstermesi azalmıştır çünkü Efendimiz fiilen damadı olmuştur.

Efendimiz hazretleri, Ümmü Habibe validemiz henüz Habeşistan'dan dönmeden hücresini yaptırmıştır. Efendimiz'in Kabri Saâdetleri’nin bulunduğu yer Ayşe validemizin hücresi, bu hücrenin tam doğusu ise Sevde validemizin hücresi, Şebeke-i Şerif'in olduğu, vecahen salatu selâmımızı yaptığımız yer Hz. Hafsa'nın hücresi, onun doğusundaki yer ise Hz. Zeyneb'in hücresidir. Ondan sonraki hücreler Hz. Ayşe'nin hücresinin kuzeyindedir. Hz. Ümmü Habibe'nin hücresi burada bulunan hücrelerin en sonundadır. Bu hücrelerin hepsi dokuz metrekareden küçüktür. Efendimiz'in mescide çıktığı kapı, Hz. Ayşe'nin hücresinin yanıbaşındaki kapıdır.

Ümmü Habibe validemizin hücresine yerleşmesine Hz. Bilâl yardım etmiştir. Hz. Ümmü Habibe'nin bir de hanım yardımcısı vardır. Validemiz yardımcıları ile kendi arasında iş bölümü yaparak hücresini temizlemeye bizzat yardım etmiş, keçi kılından bir yaygıyı hücresine sermiş ve Habeşistan'dan getirdiği kokulardan da etrafa serpmiştir. Akşamüstü Efendimiz hazretleri Ümmü Habibe validemizin hücresine gelince hem etrafın derlenip toplandığını, hem de güzel koktuğunu görmüş ve iltifat buyurmuştur; "Mekke Reisinin kızı... Onlar etrafı döşeyen, bakan, yerleşik, medenî insanlardır, onlar bedevî değildir." Efendimiz bu taltifi ile bedeviliğin değil medenîliğin takdir edilmesi gerektiğini bize öğretmektedir. İslâm medeniyettir, bedeviyyet değildir.

Fıkıh açısından Habeşistan'ın iki konuda önemi vardır; birisi gıyabî nikâh, birisi gıyabî cenaze namazı... Neçaşî için gıyabî cenaze namazı kılınmıştır, Hz. Ümmü Habibe validemiz için de gıyabî nikâh kıyılmıştır.

Resûlullah Efendimiz ile validemiz dört yıldan az birlikte yaşamışlardır. Validemiz, Efendimiz'in göçmesinden sonra otuz sene kadar çok zahidane bir hayat yaşamıştır.

Validemiz Hicret'in 44. Senesinde Medîne'de vefat etmiş ve diğer validelerimizle birlikte Cennetü'l Bakî'ye defnedilmiştir. Validelerimizin kabirlerinden bahsetmişken şu nottan da bahsedelim, Şam Kabristanı'nda iki tane validemizin kabri olduğu söylenir ancak onlar makamdır.

Ümmü Habibe validemiz bir gün Efendimiz’e sordular: “İbadetleri yapıyorum da bir şey daha yapsam nasıl olur”, Efendimiz cevaben: “Günlük farzlara ilâveten 12 rekât nafile namaz kılarsan cennetteki köşkün hazırdır. Bu sadece senin için değil bütün müminler için geçerlidir” buyururlar. Ahmed ibni Hanbel’in Müsned’inde vardır bu hadis-i şerif. Validemiz göçene kadar bu nafile namazları kılmıştır.

 

AHZAB SÛRESİ, 6. ÂYET:

 

Peygamber, mü’minlere kendi nefslerinden daha mukaddemdir. Ve onun refikaları da MÜ’MİNLERİN VALİDELERİDİR. Karabet sahipleri de Allah’ın kitabında birbirlerine diğer mü’minlerden ve muhacirlerden daha yakındır. Ancak dostlarınıza bir iyilik yapacak olmanız müstesna. Bu, kitapta yazılmış bulunmaktadır.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Gazze biz ne öğretti?... - Sayı 119
Bir tufanın ardından: Fil... - Sayı 119
Adalet Mülkün Temelidir... - Sayı 112
Bir bürokrat şârih: Abidi... - Sayı 106
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Bayramlar da insan ilişkilerinin koparılması için bir vesile haline getirildi. Yakında bayramlar da “bayram tatili”ne çıkarsa hiç şaşmayın!...
Kardelen-Gazete: Sayı 3, 1989
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16355722
 Bugün : 2619
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 696589
 Bugün : 996
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 587
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim