Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2594 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Zeytin dalı ve bana ne zihniyeti
Halis Arlıoğlu

  Sayı: 96 -

Zeytin dalı, iyisi ve kötüsüyle, eğrisi ve doğrusuyla tıpkı 15 Temmuz olayı gibi bir diriliş ve uyanışın simgesidir. Bu uyanışı çok iyi değerlendirmek ve üstünü aslâ küllendirmemek gerek. Ülkenin nerden nereye ve hangi zorluk ve engelleri aşarak bu günlere geldiğini çok iyi hesâp edip ona göre davranmak gerekir. Bu durum her akıl ve ferâset sâhibinin üzerine düşen dînî - millî ve insânî bir görevdir. Ayrıca böyle puslu günleri bekleyen ve onu fırsat bilen en az dış düşmanlar kadar içtekilere de fırsat ve imkân verilmemesi gerekir. Bunların en başında; Hârâmîler,  çeteleşmeler, uyuşturucu baronları, hırsızlık zina ve benzeri kapkaç gibi iğrençliklerin kadın ve çocuk istismârından kalır bir tarafı yoktur… Çünkü onlar da cemiyetin ahlâkını çökerten ve çürüten milletin başına belâ olan alçaklıklardır.  Bunlarında çok şiddetli bir şekilde cezâlandırılması, ülke açısından büyük bir önem arz etmektedir. Bilinen bir gerçek şudur. Şimdiye kadar uygulanan o cezâ sistemleri bu yolda olan kesimleri ve bu iğrençlikleri meslek hâline getiren hâin ve cânileri, aslâ ıslah etmemiş, daha da uzmanlaştırıp azdırarak milletin ve ülkenin başına belâ etmiştir. O yüzden bunlarda en az dış düşmanlar kadar tehlike ve tehdit oluşturmaktadır. Uygulanan “Tut-sal” zihniyeti ve cezâ evlerinde besleme anlayışı, bu ülkenin enerji kaybına sebep olmakta ve emniyet güçlerini fuzûlî meşgul ederek onların morellerini bozmaktadır. En az 8-10 sâbıkâsı olan birinin tekrar sokağa bırakılması ve sonra da “Git onu yakala!” demek kadar mantıksız ve mânâsız bir şey olur mu!.. Dolayısıyla bu iş adliyenin de yükünü artırmakta ve zaman isrâfına, zâten tıkanmış olan bürokrasinin artmasına sebep olmaktadır. Bütün bunlar ve benzeri sebepler göz önünde bulundurarak, mevcut cezâ sistemini değiştirip bunları yarı açık ve kapalı alanlarda çalıştırarak ülke ekonomisine katkı sağlaması gibi çâreler düşünmek ve yapmak gerekir. 

Ülkede kafası çalışan ve bu işler için çâre üreten bir sürü insan var. Biraz da onlar bu konulara kafa yorsun ve bunları dert edinsinler.  Yoksa bâzı mâkûle kişilerin yaptığı şeyler; Kaynanasının dırdırından ve baskısından bıkan bir gelinin; “Kaynanam ölse de dam başında bir un elesem” diyen o gelinin mantığına benzemektedir. Dedik ya, 28 Şubat zulmünü ve cuntalar dönemini, özellikle 1940’lı yılların tek parti diktasını ve baskısını unutan bir kesimin yaptığı bunca soytarılıklar ve türedi zihniyete sâhip olanlar, geçmişin onca acı günlerini şimdi bir nostaljiye çeviren eyyâmperestlere tanınan bunca hürriyet ortamı biraz değil, gâliba gerçekten çok fazla gelmekte ve işi azıtarak çığırından çıkarmaktadırlar.  İşte bir bakıma yozlaşmanın ve bâzı kutsalların içini boşaltmanın ve onları âdetâ sulandırmanın başka bir yönü de sanırım böyle tezâhür etmektedir… 

Kanaatime göre, asıl sorulması gereken bu ve benzeri pek çok soruyu onlara yöneltmek gerekiyor. Bunların hizmet alanları nedir!? İçinde bulunduğu ülkeye ve onlara bu imkânları sağlayanlara ne gibi bir katkıları olmuştur!? İleriye dönük hangi gençlik teşkilâtına ve hizmet alanlarına dinamizm getirmiş ve kazandırmışlar, şuurlu bir katkı faaliyetinin içinde olmuşlardır!? Bozguncu ve  yıkıcı siyâsî muhâlefetin, şer cephesinin her alanda özel bir varlık gösterip, günden güne azıp şirretleşerek tahrip ve talanlara sahip çıkarken, mevcut iktidârı ve kazanımlarını, millî irâdeyi  yok sayarken bunlar neler yapmış, gelecek için ne gibi hayırlı hizmetlerde bulunmuş ve bu ortamı sağlayanlara karşı neler yapması gerektiği ve ne gibi müspet faaliyetlerin içinde bulunmuş olmalarıdır... İşte asıl bu ve benzeri bir hayli soruların bu kesimdekilere sorulması gerektiğidir. 

Biliyorum, tıpkı Hayrettin Karaman ve bâzı din görevlilerine saldırdıkları gibi bana da saldıracaklar ama benim asıl muhâtabım devrimbaz ve ateistler değildir. Yukarıdan beri anlatmaya çalıştığım “Bana ne!” zihniyeti içinde olanlar ve bu hürriyet ortamından faydalanıp dünü unutarak ülkesi için hiç bir risk almadan tıpkı bir mîrasyedi zihniyetiyle yaşayanlar, şahsî ve ailevî çıkarları, nefsânî istek ve arzularının-heveslerinin tatmîni gayreti içinde olanlardır… Bu tür şeklî Müslümanlık anlayışı ve özentisi içinde olanların durumu beni gerçekten geleceğimiz adına çok kaygılandırmaktadır. 

Bu şekil bir anlayış içinde olan kesimlerin yaşantıları, ne hazindir ki, başka bir yoldan (materyalizme geçiş yaptıklarını) gösteriyor. Mâlûm, Referandum olayını hatırlatıyor ve biliyorsunuz!..  En büyük yatırımlar Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlere yapılmıştı. Ama en büyük ihânet oralardan çıktı ve Devlet Bahçeli’nin yani MHP’ nin desteği olmasaydı AKP gitmişti. O yüzden (halk arkamda) diyerek zâhire-görüntüye kapılmamalıdır. Önemli olan o halkın şuurlu ve idealist bir yapıya, geleceğe dönük faaliyetlere sahip olup olmamasıdır. Yâni keyfiyet değil, kemmiyet önemlidir… 

Öbürlerine gelince; Onlar zâten Marksizm ve materyalizmin kör ve muannit savunucuları, devlet ve millî irâde düşmanı PKK, FETO ve benzeri şer odakların piyonu, malzemesi ve şerikidirler. Onlarla ülke düşmanlarının hiçbir farkı yoktur. Etki ve bozgunculuk konusunda dış düşmanların içteki ajanları ve sözcüleridir. Sonuç olarak bütün olumsuzluklara, ihânet, hıyânet nankörlük ve soysuzluklara rağmen, bu ülkede ve cephede elinde silah, zikir Mehmetçiklerimiz var… 

Netice olarak; şu kritik günlerde olsun hâlâ uyanıp risk almayan sorumsuz ve “neme lâzım” zihniyetinde olanlar için söylenecek tek söz şudur; 

“Bu millet kurtulur tek bir mûcize, bir utanma hissi ver gâip hazinenden bize” (M. Âkif) 

O yüzden Türkiye sâde “Zeytin dalında” PKK ve onun destekçileri olan keferelerle değil içteki çalı çırpı ve tezeklerle, ihânet odakları ile de çarpışmaktadır. Allah (CC) Ordumuzu muzaffer, yurdumuza zeval vermesin, onları mensûr ve muvaffak eylesin... Âmîn. 


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Meçhule hitap... - Sayı 126
Hâramiler... - Sayı 126
CHP’nin bu millete yaptığ... - Sayı 125
Şaşırmadık... - Sayı 124
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (126):
Vekâlet Savaşları...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Nüfuz plânlaması diye bir şey tutturmuş gidiyorlar.
Ülkedeki kazalar, ihmaller ve terör sebebiyle ölenler hiç hesaba katılmıyor.
İnsanımızda bu ibret almamak, hükümetlerimizde bu beceriksizlik olduğu sürece bırakın planlamayı, nüfusu teşvik etmeleri gerekmez mi?
Yoksa bunca ölüme karşı bu tedbirsizlik, nüfuz planlamacılarının işi mi?
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Nesl-i muazzez
Ehl-i gönül
Gazze, ümmetin imtihanıdır
Vesâyet savaşları
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16284168
 Bugün : 2350
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 692199
 Bugün : 35
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 186
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim