Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1507 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Bilecikli yazarlar toplantısındaki konuşma
Kardelen Dergisi

  Sayı: 101 -

Ali ERDAL:

Bu topluluk, kalemi esas alan bir topluluk, kalemi merkeze alan bir topluluk. Öyleyse bu topluluğu, şair diliyle; en büyük şairimiz diyebileceğimiz Yunus’un diliyle selâmlamak münasip olur:

“Bilmeyen ne bilsin bizi;

Bilenlere, selâm olsun!”

Şair diliyle dedik, öyle devam edelim… Bir başka şair de “Hayâlî cihan değer” demiş. Hayali, cihana değenin, hakikatinin değeri ne olur?

Bunu söyleyenin mahlâsı “Hayalî”… Öyle şeyler var ki, hayali bile cihana değer derken, bir yandan da, “Hayalî, senin değerin bir gün anlaşılır.” diyor Biz bir bakıma bu duyguları taşıyanlar olarak, haliyle değerimizin anlaşılmasını istiyoruz. İşte bu toplantı, yapılmasını hayal etmek bile cihana değecek bir toplantı.

Ben şahsen düşünemiyordum, Bilecikli yazarları toplayacak bir kurum, kuruluş, topluluk, cemiyet, dernek var mıdır? Böyle bir şeyi hayal dahi edemiyordum. Hakikat oldu… Hakikatine ne değer, siz takdir edin.

Bizi birbirini tanıması gereken değerde insanlar olarak görmüşler, bir araya gelmemizde fayda olacağını düşünmüşler, bir araya getirmişler, demetlemişler. Öyleyse buraya gelenlerin hepsi, sayın Başkanım başta olmak üzere, bütün herkes bunun takdiri içersinde.

Öyle kelimeler var ki, aslında ölmesi gerekirken uzun yıllar yaşıyor. Meselâ ‘ocak’… Eski ısınma ve yemek pişirme mekânı. Artık hayatımızdan çıktı. Öyle ki, ocağı bugün ancak ihtiyarlar hatırlayabiliyor. Unutulup gitmesi gerekir. Ama öyle olmuyor. Atasözlerinde, deyimlerde, şarkı ve türkülerde yaşıyor. Hattâ bazı sivil toplum kuruluşlarının ismi içinde geçiyor.

Kalem de öyle… Bugün kalemin bir eşya olarak, yazma aracı olarak hayatımızdan çıkma yolunda olduğu muhakkak. Ama buna rağmen ‘kalem’ mânâsıyle yaşıyor. Türkümüz, “Kurban olam, kalem tutan ellere!” diyor; atasözümüz: “Kalem, kılıçtan üstündür.” diyor.

Kafka: “Kalem” diyor, “yazarın, düşünen adamın elinde bir araç değil, organlarından biridir.” diyor.

Sait Faik, bir sıkıntı, buhran geçiriyor, her ne sebeple ise, yazmaktan vaz geçiyor. Bir zaman sonra, “Yazmadan duramayacağım” diyor. “Elime kalemi aldım… Yonttum…” Kurşun kalem… “Öptüm ve yazmaya başladım.”

Sezai Karakoç, “Kalem, yazmak zorundadır” diyor.

Bu sözlerin de üstünü var… Üstad Necip Fazıl, “Kitap” başlıklı yazısına, “Yeni bir görüş ve duyuş mimarîsinin toprak üstünde sarayını kuracak tek vasıta, kitap” diye başlıyor…

Demek ki, yeni ve eski… Dün dünyayı inşa eden kalemdi, yarın da inşa edecek olan kalemdir.

Kılıç fetheder; kalem inşa eder. Zaten kılıcı da, yapan ustayı da, kılıcı kullananı da yetiştiren kalem değil midir?

Bütün bu söylediklerimin daha da üstünü var…

Allah, Habibine kefil oluyor; ve bu kefaletini de kalem üzerine yemin ederek beyan ediyor:

“Kaleme ve yazdıklarına andolsun!” Kalem suresinde…

Kalemden ari olmak, hiç kimse için mümkün değil.

Klavye, daha müsait bir yazma aracı olsa da, onun yerine kullanılsa da, mânâsı itibariyle onun yerine geçemeyecektir. Klavye ile yapılan iş de, faaliyet olarak, klavye ile yaptığımız iş, “kaleme almaktır”…

Öyleyse bu topluluğa yapılabilecek en güzel hitap, “KALEM ERBABI” olur. Buradaki herkese, Sayın Başkanım başta olmak üzere, yapılabilecek en uygun hitap, “KALEM ERBABI” olur.

Ey kalem erbabı!.. Ey kalem erleri!..

Biz yalnız gezen yıldızlardık, bizi bir araya getirdiler. Tespih taneleri gibi köşelerimizde belki münzevi, belki münkesir, belki üzgün yıldızlardık. Bizi buraya getirdiler, bir araya getirdiler ve tespih gibi dizdiler…

Bilecik ve çevresi, ey kalem erbabı, her hangi bir yer, her hangi bir toprak değildir. Daire üzerinde her nokta başlangıçtır ve sondur. Aynen bunun gibi, toprak da bazı fikirler ihtiva ediyorsa, orada fikirler neşvünemâ buluyorsa, orada bazı fikirler yaşanmışsa, o toprak için fikir olmak, mânâ olmak, ruh olmak, zaman olmak vardır. O toprak mekân olmaktan çıkmış, terfi etmiştir. Artık Bilecik ve çevresi fikir olmuş, mânâ olmuş, zaman olmuştur. Bu söylediklerime de, toprağın mânâ ve fikir olabileceğine delil olarak da Mekke şahittir, Medine şahittir, Kudüs şahittir. İstanbul şahittir… Hattâ Bursa şahittir, Kırkpınar şahittir, Akşehir şahittir!

En büyük devletimizin kurulduğu toprakların yazarları!.. Kayı boyu kalemleri!.. Şimdi bir araya geldikten, getirildikten, tespih gibi dizildikten sonra, şimdi toplantı bitince, ipi kopmuş tespih taneleri gibi, köşelerimize çekilip gidecek miyiz?

Siz değerli büyüklerime, kardeşlerime, arkadaşlarıma teklif ediyorum… Bu güzel başlangıcı devam ettirelim. Ve buradan da öyle bir kararla çıkalım.

Kayı boyu kalemleri, kalemimiz keskin olsun, kalemimiz etkin olsun!..


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Kardelenden haberler... - Sayı 119
Kardelenden haberler... - Sayı 118
Gelecek Sayı Konusu ... - Sayı 118
Acıyorum - Kabul Edemezdi... - Sayı 117
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


ACI-YORUM nedir?
Bugün toplumumuzda, özellikle düşünce alanında aksayan yönler ve anlamsızlıklar var.
ACIYORUM, bu aksaklıkları ve anlamsızlıkları, sadece fikirle en can alıcı yerinden, en vurucu sözlerle, yanlışlıkların mantıksızlıklarını yakalamayı usul bilerek, en doğru yargıları, hiç itiraza yer vermeyecek şekilde ifade etmeyi ve daha sonra düzeltmeyi yapacak olanlar için fikri çözüm yolları açmak düşüncesinin ifadeye dökülmüş şeklidir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Tas tarak
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş
Fatih Sultan Mehmet (4)
Deniz kabarıyor


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13202191
 Bugün : 7122
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 606433
 Bugün : 118
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 134
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim