Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     395 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Yaz Dostum
Site Editörü

  Sayı: 114 -

Etimoloji sözlüklerine baktığımız zaman “kitap” kelimesinin kökünün Arapça’da “ketebe” fiilinden geldiğini görüyoruz, bu dile de İbranice’den veya Aramice’den geçmiş, ketebe fiilinin o dillerde yazmak dışındaki anlamları ilgi çekici: dikmek, raptetmek.

Allah ilmini artırsın, Ekrem Demirli Hoca bir dersinde “fikirlerinizi yazıya dökerek sağlamlaştırın” demişti, raptetmek tam da bu olsa gerek.

Kur’ân-ı Kerîm’in tertip sırasında Fatiha’dan sonra gelen Bakara suresinde hurûf-i mukattadan sonra gelen âyet şu şekilde: “zâlike’l kitâbu lâ raybe fih”. “İşte o kitap, onda şüphe yok” şeklinde meallendirilen bu âyette kitap geçmesi de ilgi çekicidir. Çünkü bu âyet nazil olduğunda, hatta tüm Kur’ân “size dininizi tamamladım” âyeti ile hitama erdiğinde ortada somut bir kitap yoktu.

Bir kitap varsa onu yazan bir el, bir de yazı aracı, kalem vardır. Kur’ân’da üzerine yemin edilen şeylerden biri de kalemdir. Kalem, bu yeminin olduğu sureye ismini de vermiştir.

Bunlarla birlikte akla ilk inzal olan âyet “Oku!” da gelebilir ancak bazı tefsirlerde buradaki “oku” emrinin anlamının daha çok sistemi, yaratılışı okumak olduğunu söylerler. Malûm, oku emri sırasında da elde okunacak bir sayfa veya mushaf yoktu.

Efendimiz’in âlemlere rahmet olarak gönderildiği zamanlarda Araplar çok güçlü bir sözlü kültüre sahipti. Yazılı kültür ise zayıftı, bu nedenle okuma yazma bilenlerin sayısı iki elin parmaklarını geçmiyordu çünkü buna ihtiyaçları yoktu. Böyle bir kültürde ve böyle bir dönemde gönderilen peygambere (sav) inzal edilen âyetlerde kaleme yemin edilmesi, “o kitap” diye bahsedilmesi dikkate şayandır. Efendimiz’e inzal olan âyetlerin tümünün bazı âyetlerde “Kur’ân”, bazı âyetlerde “kitap” olarak isimlendirilmesinin hikmetini ise meraklıları tefsirlerde bulabilir, o ayrı bahis.

Yazmak konusunda hoşuma giden bir diğer söz Ali Erdal Hocamızın “yazmak, sistemli düşünmektir” sözüdür. Bu sözün doğruluğunu her yazıda bir kez daha anlıyorum. Periyodu üç ayda bir olan bir dergide yazı yazmak dışarıdan kolay gözükebilir ancak öyle olmuyor. Her yazı için “sistemli düşünmeden” ortaya bir eser çıkarmak çok zor. Ancak bir konu üzerinde sistemli düşününce o konu hakkında söyleyecek illaki bir şeyleriniz oluyor.

Düşüncelerin raptedildiği yerler sadece kitaplar değil. Bir gazete köşesi, duvar gazetesi, günümüzde bir internet blog sayfası ve elbette dergiler de bu ihtiyaçtan doğan yazı alanları. Hangi araç kullanılırsa kullanılsın her yazar düşüncelerini bu şekilde kayıt altına alıyor ve paylaşıyor.

Kardelen Dergisi olarak bizler de fikirlerimizi otuz yıldan fazladır dergi aracılığı ile paylaşıyoruz ve meydan yerine çıkıyoruz. Dergide her yazar yazısı ile ortaya bir şeyler koyuyor ve bunu kendi üslubu ile yapıyor.  Bugün, dergimizde sürekli yazan kalemlerin, yazılarında isimleri olmasa, hangi yazının kimin kaleminden çıktığını büyük oranda anlayabiliriz. Demek ki her yazar geçen yıllar boyunca bir üslup, bir karakter bina etmiş.

 

Her şey bir “kelime” ile başladı; “kün!”. Allahu Teâlâ ilk peygamber olan Hz. Âdem’e isimleri öğretti. İsimler, yani kelimeler. Bendeniz de genelde yazılarıma o konu etrafındaki kelimeler, kavramlar ile başlıyorum. Gelin, birlikte dergicilikle ilgili kavramlara bir bakalım.

İlk akla gelen kelimeler dergi, mecmua, jurnal, magazin…  Dergi ve mecmua anlam olarak çok yakın kelimeler. Dergi kelimesi, neredeyse bin yıldan eskiymiş, ben daha yeni bir kelime zannediyordum. Derleme yapılan yer ve sofra anlamına geliyormuş. Mecmua da adı üstünde cemden geliyor, toplama, derleme yeri. İngilizce’de dergilere “magazine” deniyor, bu kelime de bir şeylerin toplandığı depo anlamında; görüyoruz ki özünde hepsi benzer anlamlara sahip.

Kardelen de bizim toplanma yerimiz. Meşrep farklılıkları olsa da benzer duygularla her sayıda ayrı bir enerji ile soframızı kuruyoruz. Üç aylık periyotlarda yaptığımız istişare toplantılarında bu sofralardan birini kaldırırken diğer sofranın hazırlığına başlıyoruz.

Yukarıda saydığım kelimelerden daha önemlisi ise: “yazmak” kelimesi. Yıllar önce, Kardelen’in ilk yıllarında bir sohbet ortamında yazmak üzerine konuşulurken, yazmanın yaymak anlamına geldiğini söylemişti Ali Hocam, yanlış anımsamıyorsam ben de köyde yufka açan kadınların bu fiile “yufka yazmak” dediklerini örnek göstermiştim.

Yazmak kelimesi de dergi gibi bin yıllık kelimelerimizden. Yayma dışında düğüm çözme, açma ve çözme anlamlarına geliyormuş. Bizler Kardelen’de her yazı, her sayı ile bir düğüm çözüyoruz belki de. Hem kendimizden bir düğüm hem cemiyetimizden, belki de birbirimizden. Bu devirde düğüm çözmenin zorluğunu bile bile buna devam ediyoruz. Önümüzde çözülecek çok düğüm var, hepsini çözmeye ömür yetmeyecek belli ki, belki boyumuzdan büyük işler bunlar. Ama Efendimiz’in saadetle buyurdukları gibi,  ameller niyetlere göredir. Bizim niyetimiz hâlis inşallah. Allah niyetimizi kabul etsin.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Asıl Kahramanlık Âfet Önc... - Sayı 116
Temel Sağlam Mı?... - Sayı 115
Yaz Dostum... - Sayı 114
İnce İnsan... - Sayı 113
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (117):
Türk Musikîsi

Son Eklenen Yorumlardan
 Böylesi bir eser hiç yorum almamış hayret ki hayretttttttt nasıl olur anlamıyorum ....Etkili anlatım... yasemin olgaçay

 Mükemmel bir yazı. Yüreğinize sağlık. ... Beyza Şen

 Herkes bir çok hastalığa iyi gelen mai kibrit-i şerif ten bahsetmiş te nedir nasıl yapılır hiçbir bi... Ömer

 Elinize emeğinize sağlık sayın hocam. Sakın okuma yazınız harika olmuş. Maalesef biz ilk emri OKU ol... Ahmet Güney

 Kökümü arıyorum... Mikail


ACIYORUM

Millet, Meclis’i seçiyor...

Meclis, millet namına kanun yapıyor...

Anayasa Mahkemesi de bu kanunları bozabiliyor...

 

Şimdi söyleyin:

Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla mı milletin?

Hâkimiyet kayıtsız şartsız Anayasa Mahkemesi’nin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla Anayasa Mahkemesi’nin mi?..

(Kardelen; 13; Mart 1997)

 

ACIYORUM

Bir takım kimselerin, yetkilerini aşarak, kanun dışı teşkilâtlar kurduğu ve kanun dışı faaliyetlerde bulunduğu artık kimsenin yok diyemeyeceği bir gerçek halinde ortaya çıktı.

Bunlar, başlangıçta en azından, kanunların kötülerle ve kötülükle mücadelede yetersiz kaldığını düşünüyor.

Böyle örgütlere karşı çıkanlar da, gizli ve kanun dışı teşkilât kurulacağına falan falan kanunlara ve filân filân mekanizmalara dayanarak şöyle şöyle mücadele mümkündür, demiyorlar...

 

Öyleyse...

Ya bu ülkede kanunlar ve işleyen mekanizma yetersizdir... Ya devleti idare edenler...

Bu işin (ya)sı, (ma)sı yok... Hem kanunlar ve işleyen mekanizma, hem idareciler yetersiz...

(Kardelen; 13; Mart 1997)
66
Beşik Miydi Sallanan
Neye Muhtacız?
Yeniden Soruyoruz: Bir Dergi Ne İşe Yara
Elbistan Hüzünleri
Yer Kabuğu İle Birlikte Gönlümüzün De Fa


Ali Erdal - Neye Muhtacız?
Kadir Bayrak - Üretememek
Necip Fazıl Kısakürek - Dünyayı İmar
Bedran Yoldaş - İstenmeyen Fiil: Yar...
Bedran Yoldaş - Eylül
Ekrem Yılmaz - Liyakat - Taşın Altı...
Ekrem Yılmaz - Bahar
Ekrem Yılmaz - Sınırsız Sevgim
Ekrem Yılmaz - Şarkımızdan Dinledik
Ekrem Yılmaz - Gâzi Çınar
Dergi Editörü - Yeniden Soruyoruz: B...
Site Editörü - Asıl Kahramanlık Âfe...
Necdet Uçak - Çalışana Verir Mevlâ...
Necdet Uçak - Tövbe Et
Necdet Uçak - İmân
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Kardelen Dergisi - Dergilere bir darbe ...
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
Kardelen Dergisi - Acıyorum - Çalışmak
Kardelen Dergisi - Gelecek Sayı Konusu
M. Nihat Malkoç - Elbistan Hüzünleri
M. Nihat Malkoç - Yer Kabuğu İle Birli...
Hızır İrfan Önder - Kork İçimdeki Cehenn...
Mehmet Balcı - Kardeş Olalım
Mehmet Balcı - Bozgun
Ahmet Çelebi - Neredesin Ey Merhame...
Hikmet Öztürk - Sorumlu Kim?
Muhsin Hamdi Alkış - Deprem Felâketi: Âye...
Halis Arlıoğlu - Oy Namustur
Ahmet Değirmenci - Ninni
Ahmet Değirmenci - Aşkın Mezarı
Osman Akyol - Çiğ Tanem
Erdem Özçelik - Hepimiz Biraz Issızı...
Remzi Kokargül - Bir Şehrin Gözyaşlar...
Murat Yaramaz - Yanıt
Murat Yaramaz - Kolay Gelsin
Mahmut Topbaşlı - Altı Şubat Gecesi
Mahmut Topbaşlı - Kor Ateşler İçinde
Erkan Karakaya - Ölümüm
Cemal Karsavan - Ya Duygular Öldürür ...
İlkay Coşkun - Türk Kimliği
Özkan Aydoğan - Beşik Miydi Sallanan
İlknur Eskioğlu - Âyet Gâyet Açık
Selahaddin Yıldız - Ha!
Ayşe Yaz - Kafasında Duman Tüte...
Yahya Daban - Sağlam Zemin
İrfan Aydın - Umudumun Gonca Gülle...
İrfan Aydın - Baş Rolde Sen Varsın
Ahmet Cihan Acar - Ölüm
Ahmet Cihan Acar - Hiç
Ahmet Rıfat İlhan - Ses
Mehmet Baş - Çattılar Seni
Hamid Ahmedzade - Çanakkale Şehitlerin...
Emine Öztürk - Sarsıntı
Servane DAĞTUMAS - Azerbaycanlı yazar F...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 11696461
 Bugün : 1973
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 581005
 Bugün : 44
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 50
 116. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
Son Güncelleme: 21 Mayıs 2023
Künye | Abonelik | İletişim