Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     821 kez okundu.     2 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Musikî Ötesi Haz
Ekrem Yılmaz

  Sayı: 117 -

Müziğin dili beynelmilel diyorlar. Elbette!.. Ne şüphe? Zira kuş her dilde:

-Cik cik, diye ötmüyor mu? Deniz her dilde aynı kükremiyor, gök her dilde aynı gürlemiyor mu?

Bir neyzenden dinledim:

-Musikî kelimelere sığmayan mânâların, duyguların dili ve anlatımıdır. Diyordu.

Musikînin her atomunda aşk olmalı. Bu terennümün dili, aleti değil mi? Nasıl şiir sanatın, edebiyatın zirvesi ise, musikî de hazzın zirvesidir herhalde. Şairler sultanı, şiir: “Allah’ı aramaktır” diyor. Musikî de hazda eriyişin, aşkın ürettiği şiirle ulaşılan icra olsa gerek.

Musik’i; ses, nağme, nota, beste… Duyguların nağmelerle anlatımı… Bu ses ve nağme neyin sesi ve nağmesi? Önemli olmalı… Hepsi müspet mi? Herhalde önemli olmalı: Güzel sesle okunması tavsiye edilen Kitap var. Ve o Kitab’ın en çirkin ses olarak tanımladığı duyulan şey var. Nefs ve şehvetin tercümanı olan o çirkin ses: Eşek sesi… Şimdi musikî haram mı helal mi? Bıçak kullanmak haram mı helal mi diye cevaplayabiliriz.

Kâinatta ne sesler var, ne cümbüşler, ne nağmeler! Acaba bir tomurcuğun çiçeğe dönüşmesinin, yalnızlığın, sessizliğin, karanlığın, kokunun, renklerin, bir yetimin hıçkırıklarının da notası var mı? Veya olmadığını kim iddia edebilir! “Sessizliği dinliyorum” diyen edip yanılıyor mu? “Sensizliği dinliyorum” diyen aşıka ne demeli?

Ses ve müzikle ilgili hocam Ali Erdal’ın hikâyelerinde çok orijinal tespitleri var. Aktarmak istiyorum. “Ayakta Bekleyelim” hikâyesinde diyor ki: “Bir müziğin son notaları halinde bitti konuşması…”

“Çıt çıkmayan sınıfta ayak sesleri konseri…” Demek ki, bir konuşma bir melodi olabiliyor ve nelerle konser verilebiliyormuş.

Anadolu Deyince eserinin “Teşhis” adlı hikayesinde, büyük bestekârı; “Göklerin gürlemesinden, …, denizin homurtusundan mânâlar çıkarmaya çabalıyor” diye anlatıyor eşi…

Devam ediyor: “… Kibrit sesine tahammül edemeyeceğini anladı.

Denizin homurtusunu dinliyor ve gök gürültüsünün katılma anını kolluyor. Üstün bir besteyi başarılı icracılardan dinliyor sanki.

Yakın zamanda seslerden mânâlar çıkarmaya başladı. Çatal kaşık seslerinden, yemek yiyenlerin düşüncelerini anlamak, ayak seslerinden görmediği insanların kişiliklerini bilmek… Kapı zilinin çalınışından gelenlerin maksadını anlamak gibi. Bir keresinde bir misafirimize, yalan söylüyorsun, diye çıkıştı. Yalan söylediği sonradan ortaya çıktı. Bunları sözlerden ve onların mânâlarından değil, SESLERİN TAHLİLİNDEN anlıyordu. Buna “ses ötesi” diyordu. Her sesin, duygularının dışında, onun tabiriyle “ötesinde” bir manâsı var. Görülenin ötesinin birtakım aletlerle bilinmesinin mümkün olması gibi…

Birgün, sükûtun bile sesi var demişti. Birgün evde… Radyoda bir eseri çalınıyor. Bir notalık bir yanlış söyledi sanatçı… Düştü bayıldı. Beste yapmak kim, ben kim? Elimden gelse bütün eserlerimi imha etmek istiyorum, diye söylüyordu. Birgün, eroin krizi gibi bir hâl içinde, çığlık çığlığa ‘seslerin ideal terkibi neredesin! Neredesin ey üstün beste!’ diye haykırdı.”

Teşhis (yazarın teşhisi):

“Büyük sanatkâr o adam, herkesin muhtaç olduğu sesi arıyor. Güzel seslerden, Allah’ın Kelâmı’nı duymaya muhtaç!.. Şifası o… İnsanlığın şifası o… Ne mutlu o sanatkâra ki: Hakikât onun üzerinde tecelli ediyor.”

Mukaddes hayatta bir meşk sahnesi hatırlıyor muyuz? Hayır. Meşk sahnesi değil ama musikînin geçtiği iki sahne hatırlıyoruz: İlki, Risâlet öncesi: Allah Resûlü müzik icra edilen bir yere rastlıyor, sesleri duyuyor, dinlemeye başlarken daha uykuya dalıyor. Dinlemek nasip olmuyor. İkincisi Risâlet devresinde; bir topluluk eğleniyor, def çalıp, nağme ediyorlar. Aişe Anamız Allah Resûlü’nün omuzlarına yaslanarak seyrediyor ve bu icraya mâni olmuyorlar.

Ahiret hayatında; Cennet tasvirlerinin hiçbir yerinde bir meşk sahnesi resmedilmiyor. Haberi verilmiyor. Orada haz yok mu? Orada hazzın zirvesinin olduğu bildiriliyor oysa. Acaba nasıl ve ne? Görenler bilecek! Bize ulaşan şu ki: Allahu Zülcelâl’in bizzat “sözlü selâmı var orada müminlere”… O hazzı kim tasvir edebilir? Dinleyenler nasıl kendinden geçer; ona hayal yetişebilir mi? “Keşke bu an hiç bitmese!” diyecekleri bildiriliyor: Ruyetullah… En üstün haz: “Sözlü selâm Rabbilaleminden.”

Haz neyin hazzı? Denî mi ulvî mi?

Musikî her yerde: Bir yaprak hışırtısı, rüzgâr fısıltısı, bir bülbül şakısı, bir deniz kükremesi, bir dalga tokadı sahile, bir kapı gıcırtısı… Ses, nağme kulağı olana her yerde, her an… Mânâları kimlere malûm? Bilene ve hissedebilene muhakkak!

Bir velinin def dinletisindeki tuttuğu ritimlerde, ortamda bulunanlar: bir an gülüyorlar; ritimler değiştikçe ağlıyorlar, uykuya dalıyorlar, bir başka anda üstünü başını paralıyorlar.

Bir başka sahne: Muhammed Masum Hazretleri bir gece evinin damına çıkıyor. Uzaklardan bir nağme duyuyor. O kadar etkileniyor ki, kendinden geçiyor ve damdan düşüyor. Alıyorlar içeri baygın vaziyette ve ancak bir şeyler yedirilerek kendisine getirilebiliyor. Tesiri anlayabiliyor muyuz? Musikînin nüfuzunu…

Musikî bir silâh da olabiliyormuş. Görünmez mermileriyle gönülleri hedef alıyor, vuruyor ve avlıyor. Kimi iflah oluyor, kimi de o hazda tükenip gidiyor, eriyor, bitiyor. Evet, musikî haz… Musikî ve nağmeler aşkın dili, kelimelerle anlatılamayan mânâların terennümü… Amma ötesi de varmış: Haz ötesi… Kelimeler dize gelsin!

Ulaşanlara ne mutlu. Ve ulaşacaklara…

Selâmün kavlem mir Rabbir Rahîm


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Ekrem Yılmaz    22.08.2023
Yorum : Teşekkür ederim değerli dostum Faruk. İlginiz bizi sevindiriyor.




Ekleyen : Faruk aktı    18.08.2023
Yorum : Kalemine yüreğine sağlık arkadaşım. Selam ve muhabbetle





 
Nerdeyiz... - Sayı 126
Korkaklar... - Sayı 126
Sınırlar ötesinde... - Sayı 125
Çocuk... - Sayı 125
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Hislerin hissizleştiği noktada, onlarda kalan aklın varlığını sürdürebilmek için o noktaya varışın yaratıcısını bile inkâr edebilecek kadar “bencil”leşmesine kılıflar uydurarak (bunu) üstünlükmüş gibi gösterenleri iyi tanımak gerekir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16378743
 Bugün : 1935
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 703005
 Bugün : 116
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 921
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim