Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     527 kez okundu.     2 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Musikî Ötesi Haz
Ekrem Yılmaz

  Sayı: 117 -

Müziğin dili beynelmilel diyorlar. Elbette!.. Ne şüphe? Zira kuş her dilde:

-Cik cik, diye ötmüyor mu? Deniz her dilde aynı kükremiyor, gök her dilde aynı gürlemiyor mu?

Bir neyzenden dinledim:

-Musikî kelimelere sığmayan mânâların, duyguların dili ve anlatımıdır. Diyordu.

Musikînin her atomunda aşk olmalı. Bu terennümün dili, aleti değil mi? Nasıl şiir sanatın, edebiyatın zirvesi ise, musikî de hazzın zirvesidir herhalde. Şairler sultanı, şiir: “Allah’ı aramaktır” diyor. Musikî de hazda eriyişin, aşkın ürettiği şiirle ulaşılan icra olsa gerek.

Musik’i; ses, nağme, nota, beste… Duyguların nağmelerle anlatımı… Bu ses ve nağme neyin sesi ve nağmesi? Önemli olmalı… Hepsi müspet mi? Herhalde önemli olmalı: Güzel sesle okunması tavsiye edilen Kitap var. Ve o Kitab’ın en çirkin ses olarak tanımladığı duyulan şey var. Nefs ve şehvetin tercümanı olan o çirkin ses: Eşek sesi… Şimdi musikî haram mı helal mi? Bıçak kullanmak haram mı helal mi diye cevaplayabiliriz.

Kâinatta ne sesler var, ne cümbüşler, ne nağmeler! Acaba bir tomurcuğun çiçeğe dönüşmesinin, yalnızlığın, sessizliğin, karanlığın, kokunun, renklerin, bir yetimin hıçkırıklarının da notası var mı? Veya olmadığını kim iddia edebilir! “Sessizliği dinliyorum” diyen edip yanılıyor mu? “Sensizliği dinliyorum” diyen aşıka ne demeli?

Ses ve müzikle ilgili hocam Ali Erdal’ın hikâyelerinde çok orijinal tespitleri var. Aktarmak istiyorum. “Ayakta Bekleyelim” hikâyesinde diyor ki: “Bir müziğin son notaları halinde bitti konuşması…”

“Çıt çıkmayan sınıfta ayak sesleri konseri…” Demek ki, bir konuşma bir melodi olabiliyor ve nelerle konser verilebiliyormuş.

Anadolu Deyince eserinin “Teşhis” adlı hikayesinde, büyük bestekârı; “Göklerin gürlemesinden, …, denizin homurtusundan mânâlar çıkarmaya çabalıyor” diye anlatıyor eşi…

Devam ediyor: “… Kibrit sesine tahammül edemeyeceğini anladı.

Denizin homurtusunu dinliyor ve gök gürültüsünün katılma anını kolluyor. Üstün bir besteyi başarılı icracılardan dinliyor sanki.

Yakın zamanda seslerden mânâlar çıkarmaya başladı. Çatal kaşık seslerinden, yemek yiyenlerin düşüncelerini anlamak, ayak seslerinden görmediği insanların kişiliklerini bilmek… Kapı zilinin çalınışından gelenlerin maksadını anlamak gibi. Bir keresinde bir misafirimize, yalan söylüyorsun, diye çıkıştı. Yalan söylediği sonradan ortaya çıktı. Bunları sözlerden ve onların mânâlarından değil, SESLERİN TAHLİLİNDEN anlıyordu. Buna “ses ötesi” diyordu. Her sesin, duygularının dışında, onun tabiriyle “ötesinde” bir manâsı var. Görülenin ötesinin birtakım aletlerle bilinmesinin mümkün olması gibi…

Birgün, sükûtun bile sesi var demişti. Birgün evde… Radyoda bir eseri çalınıyor. Bir notalık bir yanlış söyledi sanatçı… Düştü bayıldı. Beste yapmak kim, ben kim? Elimden gelse bütün eserlerimi imha etmek istiyorum, diye söylüyordu. Birgün, eroin krizi gibi bir hâl içinde, çığlık çığlığa ‘seslerin ideal terkibi neredesin! Neredesin ey üstün beste!’ diye haykırdı.”

Teşhis (yazarın teşhisi):

“Büyük sanatkâr o adam, herkesin muhtaç olduğu sesi arıyor. Güzel seslerden, Allah’ın Kelâmı’nı duymaya muhtaç!.. Şifası o… İnsanlığın şifası o… Ne mutlu o sanatkâra ki: Hakikât onun üzerinde tecelli ediyor.”

Mukaddes hayatta bir meşk sahnesi hatırlıyor muyuz? Hayır. Meşk sahnesi değil ama musikînin geçtiği iki sahne hatırlıyoruz: İlki, Risâlet öncesi: Allah Resûlü müzik icra edilen bir yere rastlıyor, sesleri duyuyor, dinlemeye başlarken daha uykuya dalıyor. Dinlemek nasip olmuyor. İkincisi Risâlet devresinde; bir topluluk eğleniyor, def çalıp, nağme ediyorlar. Aişe Anamız Allah Resûlü’nün omuzlarına yaslanarak seyrediyor ve bu icraya mâni olmuyorlar.

Ahiret hayatında; Cennet tasvirlerinin hiçbir yerinde bir meşk sahnesi resmedilmiyor. Haberi verilmiyor. Orada haz yok mu? Orada hazzın zirvesinin olduğu bildiriliyor oysa. Acaba nasıl ve ne? Görenler bilecek! Bize ulaşan şu ki: Allahu Zülcelâl’in bizzat “sözlü selâmı var orada müminlere”… O hazzı kim tasvir edebilir? Dinleyenler nasıl kendinden geçer; ona hayal yetişebilir mi? “Keşke bu an hiç bitmese!” diyecekleri bildiriliyor: Ruyetullah… En üstün haz: “Sözlü selâm Rabbilaleminden.”

Haz neyin hazzı? Denî mi ulvî mi?

Musikî her yerde: Bir yaprak hışırtısı, rüzgâr fısıltısı, bir bülbül şakısı, bir deniz kükremesi, bir dalga tokadı sahile, bir kapı gıcırtısı… Ses, nağme kulağı olana her yerde, her an… Mânâları kimlere malûm? Bilene ve hissedebilene muhakkak!

Bir velinin def dinletisindeki tuttuğu ritimlerde, ortamda bulunanlar: bir an gülüyorlar; ritimler değiştikçe ağlıyorlar, uykuya dalıyorlar, bir başka anda üstünü başını paralıyorlar.

Bir başka sahne: Muhammed Masum Hazretleri bir gece evinin damına çıkıyor. Uzaklardan bir nağme duyuyor. O kadar etkileniyor ki, kendinden geçiyor ve damdan düşüyor. Alıyorlar içeri baygın vaziyette ve ancak bir şeyler yedirilerek kendisine getirilebiliyor. Tesiri anlayabiliyor muyuz? Musikînin nüfuzunu…

Musikî bir silâh da olabiliyormuş. Görünmez mermileriyle gönülleri hedef alıyor, vuruyor ve avlıyor. Kimi iflah oluyor, kimi de o hazda tükenip gidiyor, eriyor, bitiyor. Evet, musikî haz… Musikî ve nağmeler aşkın dili, kelimelerle anlatılamayan mânâların terennümü… Amma ötesi de varmış: Haz ötesi… Kelimeler dize gelsin!

Ulaşanlara ne mutlu. Ve ulaşacaklara…

Selâmün kavlem mir Rabbir Rahîm


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Ekrem Yılmaz    22.08.2023
Yorum : Teşekkür ederim değerli dostum Faruk. İlginiz bizi sevindiriyor.




Ekleyen : Faruk aktı    18.08.2023
Yorum : Kalemine yüreğine sağlık arkadaşım. Selam ve muhabbetle





 
Dağların ardı... - Sayı 120
Sessiz geliş... - Sayı 120
Üstad ile... - Sayı 120
RÖPORTAJ - ŞEYMA KISAKÜRE... - Sayı 120
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (121):
Türk masal ve destanları...

Son Eklenen Yorumlardan
 sağlık dileklerimizle, hürmetle...... naci eroğlu

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu


Hislerin hissizleştiği noktada, onlarda kalan aklın varlığını sürdürebilmek için o noktaya varışın yaratıcısını bile inkâr edebilecek kadar “bencil”leşmesine kılıflar uydurarak (bunu) üstünlükmüş gibi gösterenleri iyi tanımak gerekir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Kardelenden haberler
Ayağa kalk Sakarya
İslâm’ı yenilemek
Hem şahin, hem güvercin-1
Bir çiçek


Ali Erdal - Ademe mahkûmiyetten ...
Ali Erdal - Hem şahin, hem güver...
Ali Erdal - Hem şahin, hem güver...
Kadir Bayrak - Hesaplaşma zamanı
Necip Fazıl Kısakürek - İslâm’ı yenilemek
Necip Fazıl Kısakürek - Benim halim
Bedran Yoldaş - Nice sahipsiz yüzler...
Ekrem Yılmaz - RÖPORTAJ - ŞEYMA KIS...
Ekrem Yılmaz - Üstad ile
Ekrem Yılmaz - Sessiz geliş
Ekrem Yılmaz - Dağların ardı
Fatma Pekşen - Pehlivan dayının elm...
Ahmet Mahir Pekşen - Şiirimde Necip Fazıl...
Dergi Editörü - Ektik ektik yetişece...
Site Editörü - Zor zamanların cesur...
Necdet Uçak - Torunuma
Necdet Uçak - Gel temiz tut
Necdet Uçak - Necip Fazıl Kısaküre...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gazzeli kelebekler
M. Nihat Malkoç - KELİME HARCIYLA SÖZ ...
Zaimoğlu - Birinin yerini doldu...
Zaimoğlu - Üstad Necip Fazıl et...
Zaimoğlu - Seni bilsinler
Ayhan Aslan - Maya
Ayhan Aslan - Erzak
Mehmet Balcı - Deli Ozan
Mehmet Balcı - Artist Efendi
Av. Mustafa Büyükgüner - Necip Fazıl’ı anlatm...
Muhsin Hamdi Alkış - Ne Fa Ka, bedenini a...
Halis Arlıoğlu - Gabar’da petrol mü ç...
Muzaffer Doğan - Büyük Doğu, Necip Fa...
Murat Yaramaz - Kuzgun
Murat Yaramaz - Cephe
Murat Yaramaz - Öyle mi
Mahmut Topbaşlı - Gerçeğin özü
Melih Aydoğ - İdrak
Muammer Zeki Aygur - -dan
İlkay Coşkun - Ayağa kalk Sakarya
Tuba Kanlıkama - Asr-ı Saadet’in hanı...
Özkan Aydoğan - Bir çiçek
Heybet Akdoğan - Lina
Emine Öztürk - Kuşlar
Mustafa Makas - Üstad
Hüma Sunguroğlu - Mesut teselli
Abdullah Doğulu - İcazetsizler ve cemi...
Bekir Oğuzbaşaran - Abdülhakîm Arvâsî (k...
Kâzım Albayrak - Necip Fazıl’ın hadis...
Murat Ertaş - Bir artist karakter,...
Ahmet Sezgin - Kaldırımlar, Çile, S...
Bülent Acun - 40 maddede bendeki Ü...
Zekeriya Yılmaz - Türkçe çağlayan ırma...
İlyas Subaşı - İfade ve hızını düşm...
Orhan Oyanık - Yüreğime sor
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13912421
 Bugün : 1657
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 616820
 Bugün : 143
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 55
 120. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 29 Mayıs 2024
Künye | Abonelik | İletişim