Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     725 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Kaldırımlar, Çile, Sakarya Türküsü şairi Necip Fazıl
Ahmet Sezgin

  Sayı: 120 -

Yüz yılda bir eşine rastlanan bir deha olarak “fikir çilesini bir aşk kudreti ve yakıcılığında duyan” büyük şair, yazar, fikir ve dâvâ adamlarımızdan Necip Fazıl Kısakürek; Amerikan ve Fransız kolejleriyle Heybeliada Bahriye Mektebi’nde okur. İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’ndeki öğrenimini tamamlayamadan kazandığı devlet bursu ile gittiği Sorbon Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde bir yıl okur. Paris’te bohem hayatından dolayı tahsiline devam edemez.

Paris dönüşü bankalarda müfettiş ve müdür olarak çalışan Necip Fazıl; Robert Kolejinde, Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi gibi çeşitli yüksekokullarda hocalık yapar.

Şairliğe ilk adımını on yedi yaşındayken annesinin arzusuyla atan Necip Fazıl, tahsil için gittiği ama modern hayatın büyüsüne kapıldığı, “bohem hayatı” yaşadığı Paris’te bir gece yarısında kaldırımlarda duyduğu derin yalnızlığını anlattığı “Kaldırımlar” isimli şiiriyle çok büyük bir şöhrete kavuşur. “Kaldırımlar Şairi” olarak anılmaya başlar.

1934 yılı, Necip Fazıl için hayatının yepyeni ve çok önemli döneminin başlangıcı olur. İslâm dışı hayatını “en koyu rengiyle yaşadığı” günlerde Beyoğlu Ağa Camii’nde vaaz veren Allah dostu Abdülhakim Arvasî Hazretleriyle tanışır ve ondan kopamaz. Bu yeni dönemde meşhur “Çile” şiirini yazar ve “Çile Şairi” olur. “Bilinmez meşhur” diye tavsif ettiği Rabb’i bulur ve ona yönelir. “Anladım işi, sanat Allah’ı aramakmış. / Marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış!” der ve “aynadaki yalan”la “ruh burkuntuları”ndan kurtulur. Üstad Necip Fazıl, “üstün çileyle cüce sanatkârlık”tan kurtulmuştur artık. Ancak “Bir mısraı bir millete şeref verecek şair” diye onu göklere çıkaran devrimbazlar, manevî dönüşümünden sonra ona cüzzamlı muamelesi yapmıştır.

Şair-Yazar Necip Fazıl Kısakürek, artık “beyni zonk zonk sızlayanlardan biri”dir. Çünkü o, “cemiyetin rahminde doğum sancısı”, “mukaddes emanetin dönmez davâcısı”dır. Üstad Necip Fazıl, 1943’te “Büyük Doğu” dergisini çıkarmaya başlar. Ama yazdığı muhalif yazılar sebebiyle Millî Eğitim Bakanlığı tarafından kendisine ihtar verilince hocalıktan istifa eder. “Elli kişilik sınıflar yerine bütün Anadolu’yu kürsü yapan” Necip Fazıl, milleti “sahte kahramanlar”dan kurtarmak, “surda bir gedik açmak” ve “dâvâ taşını gediğine koymak” için Büyük Doğu’yu “mektep” haline getirir.

Tek parti yönetiminin haksızlıklarına, yalan söyleyen tarihe, mankurtlaşmaya muhalefet etmesi yüzünden çok sayıdaki dâvâda yüzlerce yıl hapsi istenen aksiyon ve dâvâ adamı Necip Fazıl, üç buçuk yıl zindanlarda çile çeker. Hemen hemen bütün Anadolu şehirlerinde verdiği konferanslarla cemiyete “Büyük Doğu” adını taşıyan İslâm dâvâsını, “İdeologya Örgüsü”nü anlatan Necip Fazıl, aynı zamanda da bir fikir ve aksiyon adamıdır.

Büyük Şair Necip Fazıl; 1949 senesinde bir Ankara dönüşü, tren yolculuğu sırasında kıvrıla kıvrıla akışını seyrettiği Sakarya Nehri’nden aldığı ilhamla, “masum Anadolu’nun saf çocuğu” olarak nitelendirdiği Müslüman Türk milletinin tarihini, büyük çilesini ve mukaddes dâvâsını Sakarya ile özdeşleşerek milli ve manevî bir coşkuyla muhteşem dile getirdiği meşhur “Sakarya Türküsü”nü yazar. Artık “Sakarya Türküsü Şairi” olarak da zikredilmeye başlar. Bundan sonra “cemiyet” ve “dâvâ” ağırlıklı şiir, tiyatro, hikâye, fıkra, makale, eleştiri, biyografi, monografi türlerinde; tarih, siyaset, din, fikir, kültür, sanat dallarında yüz civarında çok kıymetli eser verir. Üstad Necip Fazıl: “Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak, / Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak!” diye fildişi kuleden meydanlara inip haykıran gür sesi, “hor, öksüz ve büyük bir dâvâ”nın yılmaz savunucusudur artık. “Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya, / Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!”

Üstad Necip Fazıl, “fikrin ne fahişesi, ne de zamparası” olmuş, namuslu ve cesur bir fikir adamıdır. O, “kodamanların viski çektiği kamış borularla kalemine ciğerinden kan çekerek yırtınan, paralanan” bir sanatçıdır. Artık o, “Sultanü’ş Şuara Necip Fazıl”dır.

Açtığı Büyük Doğu bayrağıyla, hemen her il ve ilçede verdiği etkili konferanslarıyla, yüze yakın eseriyle “Büyük Doğu nesli” yetiştiren, Şairler Sultanı, Fikir ve Dâvâ Adamı Necip Fazıl; Hakk’a hicret etmeden önce gençlere bıraktığı vasiyette: “Allah’ı, Allah dost ve düşmanlarını unutmayınız! Beni de Allah ve Resul aşkının yanık bir örneği ve ardından birtakım sesler bırakmış divanesi olarak arada bir hatırlayınız.” demişti. Üstad Necip Fazıl’ın “Sakarya Türküsü” şiirinde ifade ettiği “kehkeşanlara kaçmış eski güneşler”, “ardına çil çil kubbeler serpen ordu”lar, “giden şanlı akıncı”lar, yurduna döner mi? “Mermerlerin nabzında” tekbirler yine çarpar mı, “deli rüzgâr”lar, Allah bir sedasını bulur mu? Sırtına Türk tarihi vurulan, “yüzüstü çok sürünen Sakarya”, ayağa kalkacaktır inşallah.

 “Çile”, “Tohum”, “Reis Bey”, “O ve Ben”, “Bir Adam Yaratmak”, “Sahte Kahramanlar”, “Son Devrin Din Mazlumları”, “Hitabeler”, “Hikâyelerim”, “Kafa Kâğıdı”, “Çöle İnen Nur”, “Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu”, “İman ve İslam Atlası” gibi yüz civarında çok kıymetli eserler ve yüz binlerce şuurlu gençlik bırakan Üstad Necip Fazıl’ın doğru anlaşılıp eserleriyle birlikte mukaddes dâvâsının yaşatılması dileğiyle…

 “Sakarya; sâf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,

Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!

Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız;

Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!

Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;

Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;

Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

Yol O’nun, varlık O’nun, gerisi hep angarya;

Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..”


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Kaldırımlar, Çile, Sakary... - Sayı 120
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (126):
Vekâlet Savaşları...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Batı; kaybettiği noktanın idrâkinde ve kazanacağı noktanın gafili olduğunu -yalnız kendine- ihtar ederek bugünkü buhranını yaşıyor. Biz; tüm taklitçiliğimize rağmen hem birincisinin, hem ikincisinin gafletindeyiz.
Eğer batı gibi kaybettiğimiz noktanın idrakinde olabilseydik, elimizden kaçırdığımız bunca zamandan ötürü eyvahlar eder; kazanacağımız noktanın gafletinden de sıyrılabilirdik…
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Nesl-i muazzez
Gazze, ümmetin imtihanıdır
Ehl-i gönül
Vesâyet savaşları
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16281443
 Bugün : 5126
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 692148
 Bugün : 170
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 108
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim