Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3871 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Kuram Dilinden Yorumlama Diline Ge?i?
Ian CRAIB

  Sayı: 61 - Ekim / Aralık 2009

Türkçe Söyleyen: Sinan AYHAN

Giriş: “Evin içinden Meseleler”

Kuram denilen şey, başımıza açılan bir dert midir; yoksa bizi dertten kurtarmak için önümüze tutulacak ışığın kaynağı mıdır..? Kuram sözcüğü, insanları korkutur bir nesne olmuştur çoğunlukla; üstelik bu korkunun gerekçeleri de ortada yoktur… Bu bağlamda birçok sosyoloji kuramı da, herhangi bir zekâ pırıltısından uzak, tavsamış veya bir anlam olmak için bütün temellerden yoksunmuş gibi gelir bize… Herkes hem sosyoloji konusundan, hem bu tür kuramlardan yaka silker; çünkü ortada bir heyecan yoktur… Oysa tam tersi, sosyoloji kuramı da, hayatın merkezinde olan ve bu merkezden unsurlar taşıyan bir dildir; bu dile hayatı işletmek adına en az hayattaki diğer meseleler kadar eğilmek gerekir… Çünkü sosyoloji denilen şey, evimizin içinden çizgiler taşır. Hayat yapan bir Şey: “Sosyoloji dilinde Kuram” Kuram çerçeveler; ama aynı zamanda içe doğru tafsilatlı bir şekilde düzenler de… Öyle şeyler yapar ki, en başta karmaşık sosyal oyunlardan kişileri çekip çıkarır; gelişmiş toplumların çehresini ortaya koyar ve bütün kesitlerini çıkarır; ama bu durum bile bir formülden öte bir tahlil inceliği gerektirir, aksi takdirde bize olayların sırrını vermez… Bu yüzden varlık yine kapalı bir kapta kalabilir…

Suç sadece yavan araştırma dillerine atılamaz; gün boyu karşılaşılan problemler nasıl eşelenir; bunu bilmek kupkuru bir araştırma dilinden çok, belli çekişmelere karşı bir ahlak, bir üstün strateji gerektirir… Yol göstericilik niteliği ancak bu merkezden çıkıp çevreyi örerse anlamlı olur. Neden sonuç ilişkisi, ne kadar yol gösterici bir bağ kurmuş olsa da bu yolculukta, bu yolculukta asıl iş sosyolojiyi içseleştirebileceğimiz bağlara düşer.

Bir oluşum karşısında, o oluşumu çözümleyen bir dil kurmak ve bunun dünya üzerinde sonuçlarıyla uyumlu bir kurguya varmak, sosyoloji kuramının asli meselesidir. Bu kuram bir elbise giymez, giyilmiş elbiseyi ve giyilmiş çıplakları ortaya koyar… Kuramın baskın olmaya veya pratik olmaya ihtiyacı da yoktur; ama kuram dediğin her halükârda, hayatı yapan işleyişi kolay anlaşılır hale sokarsa ancak, kuram vasfı taşımaya layık olur…

Düşünceyi tartan Kuram Dili Kuram, şeylerin içeriğini onun üzerinden öğrenebildiğimiz elit formlardır; bu formlar üzerinden ancak olaylar görünür ve anlaşılır olur; bu yüzden kuram bir dil öğrenmekle eşdeğer bir mesele sayılır… Düşünce denilen şey, genellikle kuramdan yola çıkar; aslında pratik işleyiş için bile ilk çıkış noktasının kuram olduğu söylenebilir… Kuram, sistematik işleyiş ve tavrın esasıdır; bu esasın taradığı şekilde olayları ahlak açısından ele alırız. Beklenmedik çekişmelerin, sıkışmaların veya kumpasların arasında olayların gidişatına vakıf olmayı hedefleriz. Büyükler ve çocuklar, çocuklar ve arkadaşlar arasındaki ilişkilerin gelişmesinde, ayrıntılarda önemli bir süreç işler ve bu süreçlere bağlı olarak çevrimizde olup biteni çözümlemek adına bazı açıklamalar yapmayı dener, durumu salim bir noktaya ulaştırmaya niyetleniriz… Hep tekrar edenler üzerinden bizdeki eğilim, kendimizden çok ya etrafımızdaki gelişmeleri, ya gözümüze kestirdiğimiz bazı kişileri suçlamaktır haksızca…

Sonuç: Organize bir Dünyanın Anlamı

Bütün mevcut “içe yönelik açıklamalar”, ister istemez karmaşık yapılardır; ama çelişkiye düşmeden dışarıda gelişene içerde gelişeni katarak bir yorum getirebilirsek, kuram diline bağlı bir iş yapabildiğimizi iddia edebiliriz…

Kuram, günlük hayatı dışlayamaz; bu sebeple kurama, kısaca deneyimlerin dilidir, diyebiliriz… O dil birinci olarak, eylemlerimizden, hiç yoksa hissettiklerimizden; geçmişimizin yoğurduğu katmanlardan, hepsinin ördüğü kıyas ağlarından türer, gelişir… İkinci olarak o dil, tecrübeden arınmış dış olayların açıklanmasına dair bazı genel düşüncelerle şekillendirilmiştir…

İster birinciye bağlı, ister ikinciye bağlı olsun; hepsinde esas kendimize dair bazı yapılar kurmak amacıdır… Bunun adı, “organize bir dünyada yaşama arzusu veya çekimi”dir; ki yoruma açılan bir düşünce evreninde, “paradigma” denen şey; dünyanın nasıl bir içerikte olduğuna dair bize yerel bir çerçeve veren şeydir… Bu kuram dili, deneylerle sınanmış uygulama şekillerine ve araçlarına bağlıdır… Tartışmaya açık kurallarla ilerlemektense, yorumlayıcı bir çözümleme eşiğinden ilk hareketin alınması her zaman daha iyidir; çünkü yorumlama gücü sayesinde görünmeyen gerçekliğin çizgisi biraz daha öteye çekilebilir…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Kuram Dilinden Yorumlama ... - Sayı 61
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


ACI-YORUM nedir?
Bugün toplumumuzda, özellikle düşünce alanında aksayan yönler ve anlamsızlıklar var.
ACIYORUM, bu aksaklıkları ve anlamsızlıkları, sadece fikirle en can alıcı yerinden, en vurucu sözlerle, yanlışlıkların mantıksızlıklarını yakalamayı usul bilerek, en doğru yargıları, hiç itiraza yer vermeyecek şekilde ifade etmeyi ve daha sonra düzeltmeyi yapacak olanlar için fikri çözüm yolları açmak düşüncesinin ifadeye dökülmüş şeklidir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Tas tarak
Bu gidiş nereye?
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Fatih Sultan Mehmet (4)
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13218580
 Bugün : 769
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 607079
 Bugün : 9
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 220
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim