Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4155 kez okundu.     2 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Ylk Oru? Tuttu?um G?n
Ahmet Mahir Pekşen

  Sayı: 46 - Ekim / Aralık 2005

Çocukluk bir başkadır... O günlerden kalma hatıralarsa daha başka... Teravih, sahur, iftar hatıraları ise bambaşka... Siz hiç, daha çok küçük olduğunuz için, kıyamadıklarından dolayı oruç tutmanıza izin vermeyen büyüklerinize küsüp, bir köşeye çekilip sessiz sessiz ağladınız mı?.. Bu küskünlüğünüz, büyüklerinizin merhamet duygularını galeyana getirip, “Hadi kerata bu gün de oruç tut bakalım” dediğinde, dünya kupasında yarı finale kalan bir ülkenin, son dakikada mağlubiyet golü atışında, fanatik sporseverlerin tavana fırlamalarından beş kat daha fazla sevindiniz mi?... Oruç tuttuğunuz için Hanifi Amcanız, pos bıyıklarını, -yüzünüz acımasın diye- değdirmekten çekinerek yanaklarınızdan öptü mü?... Sizinde pehlivan gibi Tahir Dayınız var mıydı... Yere eğilip, iki koltuk altından tutup, “Vay benim aslan yeğenim büyümüş de oruç tutmuş” diyerek, tavana kadar fırlatıp, küçük bir uçma provasından sonra dönüşünüzde tutarak sarıldı mı?.. Sahi, sizin Bakkal Veysel dedeniz var mıydı?.. Hani o pamuk gibi sakallı, hep gülen gözleri olan dedeniz... “Senin benzin solmuş... Anlaşılan oruçsun... Al şu kırmızı lokumlar benden sana iftarlık... Yiyince yine yanakların al al olur” diyen o hep güzel kokular sürülmüş, gül kokan dedeniz?.. Ya Zarife yengeniz... Avucunuza, kendi el yapımı pestili tutuşturup, bir iki de ceviz bırakan, “Cevizle pestil iftardan sonra iyi gider” diyen, sol yanağı benli Zarife yengeniz... O hep, kandil günlerinde, bayramlarda buruşuk ama yumuşak elini öptüğünüz Cahide ninenizi hatırlıyor musunuz?... Hani siz elini öptükten sonra, fistanın cebine belki bir gün önceden hazırladığı para cüzdanını çıkarıp, fermuarını titreyen elleriyle açıp size metal yirmibeş kuruşlar, bir liralar veren nineniz?.. Size sırf oruçlu olduğunuz için kaymaklı kadayıf yapan Nahide ablanız, kuşlu pantolonu bayrama yetiştirmeye çabalayan Nadire Ablanız ve eline her geçeni, canı istediği halde kendisi yemeyip size veren Fatma ablanız var mıydı?.. Mahalle camiinizin minaresinden, Müezzin Fahri Amca, size el sallayıp, “Bak işte minareye çıktım... Topa beş dakika var” müjdesini verir miydi?.. Kapınızın önünden boz eşeğine binip giderken duran, “Topu böyle sabırsızlıkla beklediğine göre, sen oruç olmalısın... Eşekler oruçlu olanları taşımaktan zevk alır” diyen yüzyirmi kiloluk Mahmut Amcanız, kendi eşekten inip de sizi bindirdi mi?.. Ve hissettiniz mi sizin mutluluğunuza ortak olduğunu... Ve yine orada öğrendiniz mi ortak olunan mutlulukların çoğaldığını, Iğımbat dağı gibi büyüdüğünü... Hüseyin Amcanız yanınıza gelip, “Bizim için dua et... Oruçlu çocukların bütün duası kabul olur...” diye sizden yardım istedi mi?.. O zaman Allah’ın gönlünüzde sığdığını, size çok yakın olduğunu, sizi çok sevdiğini hissettiniz mi?.. İçinizden “Bende seni seviyorum Güzel Allah’ım” diyerek haykırmak geçti mi?.. Karşıda ki kaleden top atılır atılmaz müezzinin “Allahü ekber” demesini bile beklemeden eve doğru koşarken ayağınız bir taşa takılıp, dizinizi acıttınız mı?.. Bütün bir aile başınıza birikip, acıyan yerinizi öptüler mi?.. Bütün suçu sizi görmemek olan, ayağınıza takılan taşa olmadık hakaretleri yağdırdılar mı?.. Siz sevilmenin ne kadar güzel bir duygu olduğunu yaşamanın, bir gün boyu suya hasretken ona kavuşmaktan bile güzel olduğunu öğrendiniz mi?.. Sevgi tohumu içinize bire milyon verecek berekette ekildi mi?.. Bütün bir aile bekleyip, önce senin orucunu açmanı seyretti mi?.. Ekmeğin ne kadar güzel koktuğunu, zeytinin ne kadar lezzetli geldiğini, suyun ne kadar cezbedici olduğunu farkettiniz mi?.. Ve bir an hüzünlenip, sofrasında bol nimet bulamayanları düşünüp, boğazınızda lokmalar düğümlenirken; niçin durgunlaştığını soran annenize; "Aliler’in sofrasında bunlardan, yok" dediğinizde "Var yavrum... Aynısından onlara da gönderdik" cevabını aldınız mı?.. Sevinçten uçacak gibi olup, merhametini yalnız size verip tüketmeyen, yoksulları da gözeten annenizin boynuna sarıldınız mı?.. Ve siz hiç, çocukken oruç tutmanın zevkini tattınız mı?.. Mutlaka tatmışsınızdır... Ve hepinizin de buna benzer, belki bunlardan daha ilginç, daha farklı güzellikleri olmuştur... Benim çocukluğumun ilk orucu o kadar güzeldi ki?.. Ben yine çocuk olmak istiyorum... Tahir Dayımın yaptırdığı uçuş provalarını çok özledim... Ben ilk orucumu istiyorum...

Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : hasan    
Yorum : şimdi düşünüyorn da gerçekten küçükken oruçlu olmak çok heyecan vericiydi bazen bunun nedenini düşünüyorum.Akşam teravih ten sonra şekerlerin tadı bir başka oluyordu,hele eli bastonlu dedelerin cami avlusunda anlattıkları ramazan hiyayelerini çok özlüyorum.şimdi ise oların anlattıklarının çoğunu biz unuttuk ve ne yazıkki şimdiki çocuklara anlatamıyoruz.Ama yine de ramazan boyunca köy yerlerinde bu faliyetlerin sürdürüldüğünü biliyorum ve seviniyorum.Keşke hep çocuk kalsaydıkkkkk




Ekleyen : secil    
Yorum : ben cok begendim.dogrusunu söylemek gerekirse sizi çok kıskandım.cünkü ben böyle güzel oructmadım.basarınızın devamını dilerim.hoscakalın.





 
Şiirimde Necip Fazıl etki... - Sayı 120
Kelebeğin Cesedi... - Sayı 117
Apartman Hayatı... - Sayı 115
Allah... - Sayı 112
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Hislerin hissizleştiği noktada, onlarda kalan aklın varlığını sürdürebilmek için o noktaya varışın yaratıcısını bile inkâr edebilecek kadar “bencil”leşmesine kılıflar uydurarak (bunu) üstünlükmüş gibi gösterenleri iyi tanımak gerekir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Hayatın merkezi anneler
Annelerin zaferi
İddiamıza arşivimiz delildir


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15645115
 Bugün : 4727
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 653284
 Bugün : 41
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 70
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim