Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2439 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Kutlama mı, hıristiyanlaşmak mı?
Hasan Tülüceoğlu

  Sayı: 75 - Ocak / Mart 2013

İnsanların çoğunluğunun sigara içmesinden hareketle sigara içmek iyi ve güzeldir denilebilir mi? Aynı şekilde toplumda içki tüketiminin yüksek oranda olmasına bakılarak içki içmek bir zorunluluk ve gereksinimdir genellemesi yapılabilinir mi? Örnek olarak son din İslâm dininden önce gönderilen peygamberler ve onların insanları, getirdikleri dinlere davetlerine rağmen toplumlarca pek rağbet görmemelerinden hareketle peygamberlere rağbet etmeyip putperestlikte ısrar eden insanlığın bu batıl ısrarlarında haklı olduklarını söyleyebilir miyiz? Asırlarca insanların çoğunluğunun putperest olmaları putperestliği geçerli ve meşru kılar mı?

Bu örneklerden hareketle çoğunluğun yaptığı geçerli ve doğrudur önermesini çıkarabilir miyiz?

Bu çıkarsama doğru kabul edilirse son yüz, yüz elli yıldır batı kültürünün bize dayattığı yılbaşı kutlaması adına Hıristiyanlık ritüellerini yapmamız da doğal ve doğru kabul edilecektir. Böyle düşünüyor ve bunu gayet doğal görüyorsak bir sorun yok demektir. O zaman hep azınlıkta kalmış peygamberler konumundaki az sayıdaki insanların inanç ve düşüncelerine bakmak gerekir.

Ben kendimi toplumun bu çok az kesiminden biri olarak görüyorum. Genlerimde yılbaşı kutlama serenomisine rastlamıyorum. Çok net izlediğim ve hatırladığım babaannemin dünyasında yılbaşı kavramının izlerine kesinlikle rastlamadım. Ama bir çok İslam dini düşünce inanç ve ritüellerini gördüm. Yılbaşını koca bir Anadolu insanları genlerinden ve geçmişlerinden değil de tüm evlerdeki meşru öğretici ve yönlendirici cihaz televizyonlardan öğrendiler. Birazda okul kitapları ve televizyondakilere benzer öğretmenlerden.

Babaannemin, babamın ve annemin yılbaşına hiç sıcak baktıklarını hattâ kabullendiklerini hatırlamıyorum. Yalnız yılbaşında çekilecek bilet bir çok Anadolu insanının yoksulluktan kurtuluş umuduydu. Yetişkinliğime doğru çevremde yılbaşı demek televizyondaki eğlence programlarını özellikle gece on ikiden sonra çıkan dansözü izlemek demekti. Ortaokul ve lisede din kültürü ve bazı dindar öğretmenlerimizin yılbaşı öncesi uyarıları benim yılbaşına dinî kaygılarla soğuk bakmamı ve uzak kalmamı sağladı. İnanıyorum onların bu uyarıları benim gibi bir çok öğrenci üzerinde etki etmiştir. Sonra aynı din kültürü öğretmeni olarak ben onlar kadar kesin ve net şekilde öğrencilerimi uyaramadım. Çünkü toplumun genelinde doğal kabul edilen yılbaşı ve kutlamasını reddetmemin öğrenciler üzerinde etkili olacağından endişeliydim. Onlarla arama onlarca çağ dışılık mesafesi koymak yerine biraz daha esnek uyarılarda bulunabiliyordum. Zira zihnimin bir yerine çoğunluğa uymanın gerekliliği ve bir şeyi çoğunluk yapıyorsa bunun zorunlu olarak meşruluğu anlayışı yerleştirilmişti. Bir de 'sürüden ayrılanı kurt kapar' uyarısını eklerseniz topluluktan uzak kalma, en kötüsü dışlanma endişelerinin ne boyutlarda insanı etkilediğini düşünebilirsiniz.

Öyleyse bir yanlışın toplumun tüm kesimlerince işlenmesi o yanlışı doğru ve meşru kılar mı? Başa dönersek asırlar boyu insanların peygamberleri reddedip inançsızlık ve putperestlikte ısrar etmeleri inançsızlığı ve putperestliği doğru ve meşru kılar mı? Öncelikle buna bir cevap bulmak gerekir.

Benim mantık kavramlarıma göre çoğunluğun bir yanlışı yapması onu doğru kılmaz. Ama zaman ve asırlar içinde yanlış bir davranış nesillere doğru ve meşru imiş gibi aktarılır. Gelecek nesiller etkileşimden dolayı bunu bu şekilde algılar ve kabullenir.

Tek kanallı siyah beyaz televizyonlarda yılbaşı programlarını izlemekle başlayan toplumun yılbaşı kutlaması bugün Hıristiyanlık dininin sembol ve ritüelleri olan çam ağacı, noel baba ve alkol tüketimiyle devam ediyor. İşin toplumsal boyutu televizyonda yılbaşı gece yarısı dansöz izlemekle sınırlı kalmadı. Bir Hıristiyan aile gibi evlerimize çam ağaçlarını ve noel babaları ve şatafatlı içki şişelerini almaya başladık.

İşin garibi dindar insanlar da eskisi gibi yılbaşı kutlama tepkilerini kaybettiler. Onlar da çocuklarını üzmemek için farkında olmadan Hıristiyanlığın sembolü olan noel şapka ve süslerini, çam ağaçlarını evlerine almaya başladılar.

Elbet kutlamalara karşı değiliz. Kutlanılacak bir şey varsa kendi dinî ve kültürel değerlerimizle gayri meşruluğa kaçmadan kutlanmalıdır. Güçlü batı kültürü tüm dünyaya yılbaşını kendi kültür kutlamalarını dayatarak kutlatıyor. Müslüman toplumlar açısından Müslüman biri olarak bu dayatmada dini sakıncalar görüyorum.

Tekrar hatırlatıyorum yanlışın çoğunlukça yapılması onu meşru kılmaz ama nesillere bu yanlış doğru ve meşru bir şey olarak aktarılır. Hıristiyanlık ritüelleriyle kutlanması devam eden yılbaşının sonraki nesillerdeki yansımasını varın siz hayal edin!


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Göbeklitepe’de Hz. İbrahi... - Sayı 124
İslâmcıların kültürelsizl... - Sayı 89
Batılılaşmada mündemiç di... - Sayı 88
Babel'de doğuya bakış... - Sayı 87
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Kalem, İlahi Kelam’ın yazılmasına ve yayılmasına, yani insanın iki dünyasının da saadetle olmasına vasıta oluyor.
Kalem, insanın iki dünyasını da mahveden bâtıl fikirlerin yazılmasına ve yayılmasına alet edilebiliyor…
Kalemle kazığın şekil olarak birbirine benzemesini bir inceliğe işaret olarak göremez misiniz?
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Annelerin zaferi
Hayatın merkezi anneler
İddiamıza arşivimiz delildir


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15719163
 Bugün : 2294
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 656517
 Bugün : 430
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 1079
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim