Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4427 kez okundu.     4 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Yeniden
Ali Erdal

  Sayı: 80 - Nisan / Haziran 2014

İnsanın cevherini, taşıdığı imanı meydana çıkarır. Mihenk taşının, altının değerini gösterdiği gibi… Adaletin; sadece İslâm’la ikame edilebileceğini ve onun, acıtsa bile güvenilir olduğunu ifade eden; başka hiçbir inanış ve fikir sisteminden sadır olmayan, “Şeriat’in kestiği parmak acımaz” sözünün, nesiller boyu söylenebildiği gibi...  İslâm’ın dışındaki inanışlar, insandaki cevheri su yüzüne çıkarmak şöyle dursun, kaybettirir; hattâ tam tersine, cevherinin menfisini harekete geçirir. İslâm, müspeti pırıldatır; bâtıl menfiyi harekete geçirir.

Kolay anlaşılır bir misal olarak ve bunda bile böyle olduğuna göre, diğer bütün sahalarda haydi haydi dedirtecek bir misal olarak saf şiiri, saf sanatı söz konusu edebiliriz…

Müslüman sanatçıların, kendilerini “her dem” yenilemeleri, kuru tebliğci değil; telkinci, düşündürücü, hislendirici olmaları mümkündür. Hattâ aşkla bağlanılacak iman sayesinde mümkünden öte mecburidir. Bunun için, saf şiirde bile, Müslüman şairin eline; diğer inanışların ve dâvâların şairleri su dökemez. Sinan’ın eline; eserlerinin telkin ettiği ruhanî ürperti bir yana, madde başarısı yönünden bile su dökecek mimarın geçen bunca zamana rağmen yetişmemiş olduğu gibi… “Yüceltici aşk” muhteşem İstanbul (silüyetini) kazandırdı, “çürütücü taklitçilik”, beton yığınlarına mahkûm etti.

Müslüman sanatçı;

“İşidin ey yarenler, aşk bir güneşe benzer;

Aşkı olmayan gönül,  misal-i taşa benzer.” (Yunus)

Diyebilir. İmanı ondaki âşık olma cevherini, istidadını ortaya çıkarmış, yepyeni bir hayat vermiştir!.. Âşık olunacağı göstermiş ve ona âşık etmiştir; söylemesin de ne yapsın:

“Denizleri kaynatır,

Mevce (dalga) gelir oynatır.

Kayaları söyletir,

Kuvvetli nesnedir aşk.” (Yunus)

Aşkla bağlanılacak imandan mahrum olmak, sanatçıya ayak bağı... Ateşe tapan, ateşperest olduğunu söyleyen; taptığına “Bana; seni gerek, seni!” diyebilir mi?

Müslüman sanatçı; Allah’ın iman selâmeti ve sanat cevheri iki nimetinden büyük eserler doğurma çilesini yaşamak, meyvelerini vermek imkânına sahiptir:

“Neye baksam aynı şey, neyi görsem aynı şey…

Olan sensin, hey gidi Hakikat Sultanı hey!..” (Necip Fazıl)

Böyle muhteşem bir beyti; “Esmâ-ül Hüsnâ” zevk ve idrakine yüceltecek Peygamber’e, Yüce Kılavuz’a (sav) iman etmeyen, kendince ilâh zannettiği şeylere inanan, şirke gark olmuş zavallının söylemesine imkân var mı?

Her ağaç üzerine nakış yapılamıyor, yapılsa da güzel görünmüyor. Maun ağacı olacak ki, nakış yapılabilsin… Allah’ın kudreti, yüceliği ve sonsuzluğu karşısında kulunun yerini ve haddini; “MAUN AĞACINA” malik olmayan; insanın en büyük meselesi ölüm karşısında ne yapacağını bilemeyen Batılı şairin; elindeki adi tahtayla, aşağıdaki nakşı, itminana kavuşmuş kalbin tezahürünü, insanlığa kazandırması mümkün mü:

“Öleceğiz; müjdeler olsun müjdeler olsun!

Ölümü öldüren Rabbe secdeler olsun!” (Necip Fazıl)

Batılı sanatçı, buhranlar, çıkmazlar içinde çırpınıp dövünürken, bizim şairimiz,

“Âşıkta keder neyler,  gam halk-ı cihanındır” (Şeyh Gâlip)

Diyebilir… Gam, sıradan insanlar içindir, âşıkta keder olmaz!.. Batılı sanatkâr, sıradan fert olmaktan nasıl çıkabilsin, âşık edecek rehberi olmadıktan sonra… Rehbersiz Batılı; hafakanlar, açmazlar, çıkmazlar içinde intihar noktasına giderken, bizim sanatçımız “çile çeker” ve “çilesi” onu yüceltir. “İnsan bu meçhul” diyen Batılı müslüman olsaydı, “İnsan bu; ibadet için” veya “İnsan bu, kul olmak için”; “İnsan bu, aşk için” diyebilirdi. Heba olup giden kabiliyetlerin sorumlusu bâtıldır. Can dâhil her şeyin bir yüce kudretin iradesine tâbi olduğuna inanan ancak, o irade ve onun nizamı uğruna canını verebilir:

“Canı canan dilemiş,  vermemek olmaz ey dîl

Ne nîza eyleyelim ol ne senindir ne benim” (Fuzûlî)

Canı, canan dilemiş, hiç vermemek olur mu? Niye boş yere tartışalım; o ne senin, ne benim; O’nundur… Ve nesiller boyu taze kalacak eserler verilir…

(Romeo ve Jülyet) gibi bir eser veren ve “Yaptığın söylediğini tutsun, söylediğin yaptığını...” diyen (Şekspir) müslüman olsaydı; “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol!” diyen Mevlâna’ya sohbet arkadaşı olabilirdi. Belki müridi olurdu. Batı’da Mevlâna hayranlığı bunu gösteriyor. (Romeo ve Jülyet)in “Leylâ ile Mecnun” seviyesini bulamamasında vebal, sanatçıdan çok yaşadığı kültürde…

“Cehennem’e sırt çevirmekle Cehennem’den kurtulunamaz. Ona yüz yüze bakma cesareti kurtarır.”

Diyen Dante, Müslüman olsaydı, “İlâhî Komedya”, bir teslimiyet âbidesi olabilirdi. Onu yazdıktan sonra Müslüman olsaydı, ben kimi cehennemde düşünmeye cüret etmişim diye saçını başını yolar; tövbe üstüne tövbe ederdi. İçine şeytan girmiş diye, delileri yakan, insanı günah bağışlayan Tanrı yerine koyan, şirk içindeki dünyadan;

“Bir kez Allah dese aşk ile lisan

Dökülür cümle günah misl-ü hazan” (Süleyman Çelebi)

Diyen mevlit mi doğacaktı?.. İhtilâçlı, huzursuz kalplerden, “bir kere aşkla Allah dese, bütün günahlar sonbahar yaprağı gibi dökülür” müjdesi mi bekliyordunuz?

İslâm’dan başka hiçbir inanış, fikir sistemi, düşünce “En büyük nimet imandır” diyememiştir… Diyemez de, çünkü inandığı en büyük nimet değil…

“Dâvâ” bu kadar yüce olunca; can, canan, mevki, şöhret, şehvet, madde ne ki? “Dâvâ” bu kadar yüce olunca, rehberi de “İnsanlığın Ufku” (sav) olur, O da “dâvândan vazgeç” tekliflerine, “Bir elime güneşi, bir elime ayı verseniz, yine de dâvâmdan dönmem!” cevabını verir.

Allah’ım!.. Bu kadar yüce dâvâyı; hakkıyla anlayacak, yaşayacak, anlatacak ve hakikatini gösterecek seviyeye yeniden yükselt bizleri!.. Kasıtla İslâm’ı hakikatinden farklı göstermek, isteyenlere karşı intikamına bizleri vesile kıl!


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : bir okuyucu    14.08.2014
Yorum : Dilimin Ucunda... (...) Gökten yere ineli Sırrım meçhûl besbelli Bir ömür ne ararız; O dilin ucundadır * Hem bilmeyiz, gizleriz; Ne haber ötelerden ? Olan gönülde ayân Dillerin ucundadır. * Sahte icâzet kayıp Dipsiz bir torbadadır, Orta sayfada zırva Gözümüz ucundadır. * Biri gelip diyecek Merâk edilenleri Ne önde ne arkada Kâlplerin içindedir. * Sırra kadem basmadan Bütün maskeler düşer Düşer taşlar etekten Elinin ucundadır. * Cemiyette selâmet Fertteki sefâdadır Gelecek müjde öteden O dilin ucundadır * Bir yoklasam kendimi Titresem, silkelesem Ardı sıra düşer söz Dilimin ucundadır * Bize her ne lâzımsa Sözde değil özdedir Merakınız : Sükûtum Gönlümün içindedir. * Manâya kalıplar dar Sözler şimdi yalama Öldüren zehirli ok Dillerin ucundadır * Bak ! Dikeyleri yatay, Dünyaları da dümdüz Eden mazlumun ahı Dilinin ucundadır. * Zulüm hiç bitmez sanma! Elbet payidâr olmaz. Gör, adâlet-i Osmanî Kılıcın ucundadır. * Küpün içindeki hep Sızandır dışarıya Nicedir hâller, sorma ! Ekranın içindedir.. * Lâyığını buluruz Son sözde son kertede Hüküm, yeni kırılmış Kalemin ucundadır. * Şimdi sıra bizde mi, Kahramanı beklerken. Kan çanağı gözlerim, Ufkun bir ucundadır. ***




Ekleyen : Ali ERDAL    12.08.2014
Yorum : (Bir Okuyucu) ve (...) Değerlendirmeleriniz için teşekkür ederim. Allah dualarınızı, dualarımızı kabul etsin. Selâmlar ve hürmetler...




Ekleyen : ...    18.07.2014
Yorum : Nefis Muhasebesi Risalesi - Şeyhül Ekber Muhyiddin-i Arabî hazretleri : "... İnsanlar onların hasta olduğunu sanırlar; ama hasta değildirler. İnsanlar onların akli dengelerinin bozuk olduğunu sanırlar; ama akli dengeleri bozuk değildir. Aksine insanların yüreklerine hüzün katmışlardır. Akılları başlarından gitmiş sanırsın, oysa akılları başlarındadır. Ama kalpleriyle bir şeye nazar ettikleri için akılları dünyadan uzaklaşmıştır. Onlar dünya ehli yanında akıllarıyla yürümezler. Ey Usame! İnsanların akılları başlarından gideceği gün onların akılları başlarında olur. ..." Bu uzunca Hadis-i Şerifi Ebu Muhammed Abdulkerim b. Yusuf b. Hasan anlattı.




Ekleyen : bir okuyucu    31.05.2014
Yorum : Son parağraf ve dua çok etkileyici, içten binlerle kere amin... Yazınıza duygu ağırlığı oturmuş ve son parağraf zirve yapmış... Yaşatsın derim Rabbim duanızı hepimize. Amin.





 
Kardelen’in 35. toplantıs... - Sayı 124
Yolculuk... - Sayı 124
Annelerin zaferi... - Sayı 124
Her şey apaçık... - Sayı 123
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Sonsuz karanlıklarıma gömülüşümü anlamayıp bilmeden kendi karanlıklarına denk sayanlar tarihin karanlığında boğulmaya mahkûmdurlar.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Hayatın merkezi anneler
Analar baş tacımızdır
Annelerin zaferi


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15637480
 Bugün : 1222
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 653195
 Bugün : 22
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 62
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim