Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2902 kez okundu.     4 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Küheylânın bestesi
Remzi Kokargül

  Sayı: 85 - Temmuz / Eylül 2015

Fırat nehrinin kuzey yamaçlarında; kar fırtınalarının birinin bitip, birinin başladığı bir dağ var. Adını çok duyduğum ve en sevdiğim dağ. Aradım, didik didik etmiştim bütün haritayı. Mavilerde yüzmüş, yeşillerde koşmuş, kahverengilerde yürümüştüm. Büyük bir kısmı kahverengiye boyanmıştı.

Yaz sıcaklarında kendimizi kollarına bıraktığımız, koynunda tatlı düşler gördüğümüz…

Gönüllere huzur salan manzarası, rengârenk tepeleri, baygın korulukları, çağıltılarla akıp giden çayları dalga dalga köpürür ve yıldızlarla selâmlaşırdı… Güneşten gelen ışık dalgalarını bir ninni gibi algılar ve beşik gibi sallanırdı...

Mevsim yine, kış gibi kıştı. Her yer bembeyaz karla kaplı hava çok soğuk. Dağın başında bulutlar dizili salkım salkım, kar bulutları ipil ipil çiselemeye başladı. Ah! O karlar, o müthiş fırtınalar neydi öyle. Üzerinden esen hırçın rüzgârlardan kendisine dökülmüş soğuklarla buza tutulmuştu. Çıldırmış soğuk rüzgârlar dağın yüzünde patlar, üzerindeki beyaz elbisesini şişirir ışıl ışıl parlıyordu onca sisin, dumanın içinde. Bu tablo, günbatımı, hattâ gecenin çökmesi gibi bir durumdu. Gümüş kuşlar, altın üveyikler birden kayboldu. Bir çöl sessizliği, bir sahra yakıcılığı, bir Tih kavuruculuğu her tarafı sardı ve kuruttu.

Çok geçmeden bir gürültü koptu. Her yer sarsılıyordu. Aman Allah’ım neler oluyordu. Penceremden izledim beyaz bir küheylân; Martı gibi yükseldi yükseldi kondu dağa, Öyle bir küheylân ki şahlanışında yer gök inledi. Yeleleri al aldı. Rengi kızıl şafakları hatırlatıyordu. Parlaktı bedeni; tıpkı bir üveyik gibi koşmuyordu âdetâ uçuyordu. Dağın başı bir anne eliyle okşanmış kızgın bir çocuğun sükûnetine kavuşmuştu. Uğultunun sakinleşmeye başlamasıyla birden sahne değişti ve ışığa kapanmış siyah bulutlar gökten çekilir oldu. Güneş sanki bütün göklerin, bütün bir yeryüzünün sıcaklığı ve sevgisiyle dağa odaklanmıştı.

Küheylân, dağda mıydı, havada mıydı; yıldızlarda mı, yoksa yerde miydi, belli değildi.

Sanki bulutların da ötesinden geliyordu. Yeleleri rüzgârla dalgalanıp, nasıl da sakin sakin süzülüyordu.  Ne kadar da ince saf ve güzeldi. Yıldızlar dökülüyordu gökyüzünden. Sanki pamuktan daha beyazdı. Yok yok! İnan onlardan bile daha güzeldi.

Benim sevgili küheylânım Rabbim seni ne de güzel övmüş böyle. Ah bir bilsen...

“Harıl harıl koşanlara, (nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara, (ansızın) sabah baskını yapanlara, orada tozu dumana katanlara orada bir topluluğun tâ ortasına girenlere and olsun”... (Âdiyat 1-2-3-4-5)

Artık her yerden bahar çiçekleri tebessüm etmeye durmuştu. Her köşe bucakta tamburlar, sazlar diriliş sedasını yaymaya başladı her yöne. Sazı vuran iyi vurmuş, akort edip kuran iyi kurmuş... İnlemiş dört bir bucak bu nağmeden... Ve Küheylân bestesi çağıl çağıl çağlamış dünyanın dört bir yönünden... Kor gibi dağ nedense şimdi daha da kırmızılaştı. Fakat bu kızarmış bir gül ve şafak rengiydi. Şimdi alevden yeleleri havada kıvılcımlar saçarak savrulan bu simge varlık bulutlara değen başıyla bir ümit âbidesi gibi ruhlara coşkunluk veriyordu.

Milletimiz tarih boyunca ata bir kutsal varlık gözüyle bakmıştır. Efsane ve destanlarımızda at, gökten inmiş kanatlı bir varlık olarak tasvir edilmiş, çoğu kez yaptıkları bakımından kahramanla eşdeğerde görülmüştür. Bu duygu ve düşünce ortaklığı Y. Kemal’in mısralarına şöyle yansır:

Bir gün doludizgin boşanan atlarımızla

Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla

Bugün cennette gülleri açmış görürüz de

Hâlâ o kızıl hatıra titrer gözümüzde.

Derler ki. Herkesin harcı değildir onunla dostluğa girmek. Dostluğundan emin olmadığı, huyunu suyunu bilmediği birine yüz vermez o; fakat tanıdı, sevdi mi insanı, inandı mı dostluğuna, yüz metreden, halleşmeye can atar. Adı ne olursa olsun, boylusu boslusu, alımlısı; bastıbacağı, çelimsizi, hepsinin sevilecek bir yanı, kulak verilecek bir öyküsü vardır.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Fatih Özbudak    26.08.2015
Yorum : "Polyushka Polye" bu muhteşem fon eşliğinde öyle güzel gitti ki eseriniz. Selam ve kalbi sevgimle yüreğinize.




Ekleyen : yağmur olgaçay    25.08.2015
Yorum : Düş gibi bir yazı. Hayal gücünüzün ve kelime hazinenizin zenginliğine hayran kalmamak imkansız. Kutlarım Remzi Bey değerli yürek emeğinizi. Selam ve sevgilerimle.




Ekleyen : Adem Ergin    24.08.2015
Yorum : Kutlarım Remzi bey yetkin kaleminizi.




Ekleyen : Eşref Demir    20.08.2015
Yorum : Ahh be usta. Soluk soluğa okudum.Her yönüyle muhteşimdi. Hayranım inanın kaleminizin yetisine sayın hocam.Yine mükemmel akıcılığıyla,, bambaşka dünyaların kapılarını ardına kadar açıp buyur ettiniz. Teşekkür ederim





 
Çoban çeşmesi... - Sayı 122
Bir Şehrin Gözyaşları... - Sayı 116
Kayısı Çiçeklerinin Düğün... - Sayı 89
Işığı yanan evler... - Sayı 88
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Cinayet, hırsızlık, fuhuş, içki, kumar ve uyuşturucu karışımından ibaret düzeni ambalajlayıp medeniyetin ta kendisi diye yutturmak isteyen “tek dişi kalmış canavar”a karşı hani, “iman dolu göğsümüz” vardı?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Annelerin zaferi
Hayatın merkezi anneler
İddiamıza arşivimiz delildir


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15720311
 Bugün : 3441
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 656526
 Bugün : 439
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 1079
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim