Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1597 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Güneşi, meydan yerine çıkarmak...
Kadir Bayrak

  Sayı: 103 -

Baba ocağı... En basit anlatımıyla atadan, dededen, babadan kalma ev, arazi… Maddesinin kıymeti ne olursa olsun mânâsına paha biçilemeyecek mekân… İçinde en saf hatıraların biriktirildiği, düğün, cenaze ve bayram günlerinin bir araya gelme, toplanma merkezi… Hiçbir çare kalmadığında sığınılacak son ve güvenli liman… Yedisinde neyse yetmişinde o olacak insana, bir ömür boyu amel edeceği ahlâkî değerlerin verildiği eğitim ocağı… Ve birbirine sırtını yaslamış baba ocaklarından müteşekkil vatan…

Baba ocağımız sönmek üzere.

Değerlerimizi alt üst eden bir sam yeli esti, hâlâ estiriliyor. Bu hengâmede güneşi, ceketimizin astarında kaybettik. Hayata dair bütün ölçülerimiz aslından uzaklaşıyor. Sadece tüketmek üzerine kurulu, vahşi bir “algı” hayatı teslim aldı. Yediğimizi, içtiğimizi, giydiğimizi o algı tayin ediyor. Okul, iş, eş tercihlerini yaptığımızı zannediyoruz, aslında o karar veriyor.

Uzatmayalım, maksadım karamsarlık yaymak değil. Bilakis güneşi meydan yerine çıkarmak için karınca misali gayret…

Baba ocağı, bir değerler manzumesi. Maddede de mânâda da bacasının tütmesi şart… Onun için bir yerden başlamak gerekiyor. Problemi teşhisin en güzel yöntemi, sıkıntının baş gösterdiği ilk an’a geri dönmek. Tıp ilmi de bu yöntemi kullanıyor. İlk an, insan evladının dünyaya gözlerini açtığı doğum an’ı…

İnsan yavrusunun ilk ihtiyacı nefeslenmek, temiz hava. Ardından, temiz gıda. Anne sütü… İlahî bir lütuf, anne sütü… Faydalarını sayıp dökmeye ne hacet, küçük bir gayretle hakkında kütüphane dolusu bilgiye ulaşmak mümkün. Kadın bedenini metalaştıran algı, emzirmeyi hakir gördü. Süresini kısaltmayı denedi. Kandırdıkları oldu ama emzirmeyi iki tam yıl olarak emreden ilahî ferman karşısında muvaffak olamazdı, olamadı.

İnsan bedeninin yakıtı, gıda. Yediklerimiz, içtiklerimiz bedene ve ruha tesir ediyor. Kul, Allah’ın helâl kıldığı nimetleri, yine O’nun koyduğu ölçüler dairesinde rızık etmekle mükellef. Ama bir de gözü doymayan nefsi var insanın. Nefsi tanıyan, haddini aşarsa zıddına döneceğini bilen ve tüketme hırsını körükleyen algıyı icat edenler, insanı bu zayıf noktasından yakaladı. Aslını değiştirdikleri, türlü laboratuvar hileleriyle lezzetlendirdikleri sun’î gıdalarla bütün bir insanlığı zehirlediler. Eski Roma’nın daha fazla lezzet alma hazzı için önce yiyip sonra gaseyan eden önde gelenleri bile günümüz insanına kıyasla masum kaldı. Onlardan beter bir hal olarak sadece yiyen ve yedikçe karnı ve bedeni genişleyen bir nesil peydahlandı.

Ne yapmak lâzım? Saadet Asrını her yönüyle olduğu gibi yemek alışkanlıklarımız yönünden de mercek altına alabilsek. Aradığımız her sorunun cevabının, bütün dertlerimizin dermanının orada olduğunu kavrayabilsek. Her biri gökteki yıldız mesabesindeki sahabeden, kendimize en yakın bulduğumuz birinin hayatını derinlemesine inceleyebilsek… Sadece gıda mevzuunu ele aldığımızda, onlar ne yerlerdi, içerlerdi, nasıl ve ne kadar yerlerdi, öğrenebilsek.

Allah’ın Arslanı Hz. Ali, meselâ… Hayber’in fethinde, Allah Resulü’nün duasıyla, düşmanın şöhreti dört bir yana yayılmış cengâverini, “Zülfikâr”ının tek hamlesiyle yere seren, savaşın kızıştığı hengâmede, kalkanını yere düşürüp geri alamayınca kale duvarının çelik levhalarını söküp kendine kalkan yapan Hz. Ali’yi örnek alsak… Kale duvarından söktüğü o çelik levha ki savaştan sonra sekiz sahabî, o levhayı yerinden oynatamamıştı. Ne yerdi, içerdi… Nur nesline kaynaklık edecek ailenin, düğünlerinde verilen yemek için, o güne kadar verilen ziyafetlerde daha büyüğünün görülmediği emin kaynaklarda geçiyor. Ziyafette ikram edilenler; arpa yemeği, hurma ve ayrıca yağ, yoğurt ve hurmadan yapılan bir yemek… Yine bütün emin kaynaklarda, oruçlu oldukları pek çok günün iftarını hurma ve suyla yaptıkları yazılı.

Çare… “İnsanoğlu, kendi karnından daha şerli bir kap doldurmamıştır.” buyuruyor Allah’ın Resulü. Baba ocağının bacasını tüttürmek için, gıda mevzuunda, temiz ve helâlinden, ihtiyaç miktarınca yemek ölçüsüne sarılmaktan başka çare gözükmüyor.

 


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Anneme...... - Sayı 124
Nerelisin... - Sayı 123
Fars irfanı var mıdır?... - Sayı 122
Hesaplaşma zamanı... - Sayı 120
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Sanatımızın, özellikle şiirimizin şu andaki seviyesini güneş ışığının yokluğuna mı, yoksa ondan gelen ışığın yansımasını engelleyip, bizi suni bir güneş tutulmasıyla karşı karşıya bırakanlara mı bağlamalı?..
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Hayatın merkezi anneler
Analar baş tacımızdır
Annelerin zaferi


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15638802
 Bugün : 2547
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 653223
 Bugün : 50
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 62
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim