Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     445 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Hapis
Emine Öztürk

  Sayı: 121 -

Evde iş biter mi? Biri bitse biri başlar. Bulaşıklarını çarçabuk yıkayıp evcilik oynayan torunlarına seslendi ‘‘Selver, Hediye, İzet, haydi bakam düşün önüme, sizi orman üzümü yemeye götürcem’’ ‘‘Anane incir de olmuş mudur?’’ ‘‘Yok yavrum daha olmadı, öldü olcak,bi kaç güne sararmaya başla. Harman yerindeki orman üzümleri barmak gibi olmuş,sıcak çökmeden gidip yiyem’’ ‘‘Ben gelmeycem, İboyla Hakan beni bekleycekti, caminin avlusunda top oynaycaz’’ ‘‘Bana bak üstünü başını batırıp da ananı gızdırma gene, pontulunu yıkatdırı görüsün’’ ‘‘Tamam be’’ ‘‘Ananlar tarladan dönmeden de eve gel, sopayı yirsin bak, aratdırma gendini’’ ‘‘Anane bırak şunu da gitsin, bi rahat vermez bize’’

Münevver yeşil sabun kokulu örtmesinden dışarı çıkmış ak saçlarını içeri soktu, kirliğini sırtına geçirdi. Sallanan korkuluğa tutunarak yavaşça, gıcırdayan merdivenden indi. Çift kanadından biri açılan ahşap kapının ipini içeri çekti, taşlarla döşeli avluya çıkıp örttü kapıyı. Münevver elinde bastonu, bir tarafında Hediye, diğer tarafında Selver, terliklerini sürüye sürüye yürümeye başladılar. Evlerinin yanında, bayırın aşağısında bulunan Sakarya ırmağından gelen esinti yüzlerini okşayıp köyün içine doğru yayılıyordu. İlerideki iğde ağaçlarının yanından kendilerine doğru gelen bir karaltı belirdi. “Münever Aba napıyon’’ ‘‘Allah eyliğini vesin sen miydin Ayşe bilemedim seni, napam torunları gezdiryom işte’’ Münevver nasırlı ellerini küçük kızların örgülü saçlarında sevgiyle gezdirdi. ‘‘Aman Aba iyi bak torunlara, sen duymadın heralde’’ ‘‘Nolmuş gı’’ ‘‘Nolcak Dereköyden Kayıkçıların gücük torun Sakarıya gaçmış, ölüsünü gaç gün sona taaa gum ocaklanın orda bulmuşla’’ ‘‘Deme ya anacığı nası yanmışdır sabinin, Allah gorusun’’ Çocukları kendine doğru çekip vücuduna bastırdı. “Âmin, âmin gidem bakam ben’’ Münevver içine düşen ateşle birlikte harman yerine getirdi kızları. Tarlanın kenarlarını boydan boya sarmış böğürtlenlerin, bastonuyla dikenli dallarını eğdirerek doyasıya, elleri ağızları boyalanarak yediler.

Kızlarla birlikte Münevver kapıdan çıkmadan İzzet çoktan köyün ortasında, koca çınarların, mor akasyaların gölgelediği caminin avlusuna varmıştı. Öğlen ezanı okunmaya başladığında, ela gözlü, kumral saçlı İzzet, kuzenleriyle top koşturmaktan yorulmuş, suratı pancar gibi olmuştu. “Hakan, İbo hadi gelin len Sakarıya gidem, şöyle bi yüze serinleriz’’ ‘‘Hasan dedeye görünmeden üst başa gidem, amcama söylerse canımıza okur’’ ‘‘Hasan dede iyce yaşlandı, yemeyine düşen sineği bile görmüyo be, bizi nası görcek’’

Köydeki çocukların tek eğlencesi değil, en büyük eğlencesi Sakarya ırmağında yüzmekti. Sakarya’nın üst taraflarında, Meryem Dağıyla Kiremitçilerin Çiftlik arasından akan kısmında yüzer, alt taraftaki daha sığ olan, rengârenk, irili ufaklı taşlarla dolu kısmında, suyun dışına sıçrayarak yüzen yayın balıklarından tutarlardı. Irmağın içerisinde bulunan girdapların, akıntının yerini genelde herkes bilir, oralardan uzak dururlardı.

İzzet, Hakan ve İbrahim önce biraz taş kaydırmaca oynadılar. Sıkılınca da kıyafetlerini söğüt ağacının dalına çıkarıp Sakarya’ya atladılar. Buz gibi olmasa da suyun serinliği ferahlatmış iyice canlandırmıştı yaramazları. Kıyıda taşların aralarına birikmiş su öbeklerindeki balık yavrularını avuçlarına alıp başka öbeklere taşıdılar. Suyun altından, üstünden yüzerken vaktin nasıl geçtiğini anlamadılar. Kafalarına yedikleri şaplakla gözleri açıldı. “Ulan eşşoğlu eşekler ben size Sakarıya girmiceniz, ben sizi yüzdürcem demedim mi? Çıkın çabuk’’ ‘‘Rıfat amca tamam ya girmicez bi daha’’ ‘‘Düşün önüme, ben sizi hapsedem de bakam bi daha girebilcenizmi’’ Kuzen olan çocukların küçük amcası Rıfat sadece yeğenlerini değil, köydeki kimin çocuğunu Sakarya’da görürse çıkarır, evine getirir, babasına teslim ederdi. Kuzenlerini de toplayarak bayramda kurban ettikleri, damdaki tek inek olan sarıkızın yerine ayaklarından zincirle bağladı. Evden bir testi su, birer dilim de salçalı ekmek tutuşturdu ellerine ‘‘Ağlamak sızlamak yok, aklınız başınıza gelsin bakam’’ Damın kapısını sürgüledi, tarladaki işinin başına döndü. ‘‘Amcam kolay kolay bırakmaz bizi, anam babam da bişey demez’’ ‘‘Oğlum gör bak, bu gece buradayız, karanlıkta sarılır uyuruz artık’’ ‘‘Ben sarılmam kimseye, şu kütüğe sarıl sen’’. Çocuklar mis gibi salçalı ekmeği yiyince ağırlık basıverdi. O an evdeki döşeklerinden bile rahat gelen saman balyalarının üzerinde uyuyakaldılar.

Rıfat karanlık çöküp de köye döndüğünde, evlerinin Sakarya’ya bakan tarafında hiç de normal olmayan bir kalabalık, kalabalığın ortasında da jandarma arabasını gördü. Yaklaştıkça ilk gözüne çarpan birkaç kadınla beraber Münevver yengesi yere oturmuş içten içe, perişan bir halde “Sahip çıkamadım, koruyamadım yavrumu’’ diye ağlıyordu. Rıfat kocaman elini başına çarptı. “Eyvah kimseye demedim ya çocukları dama kapattığımı, çöz bakam işi şimdi’’


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Yolun sonu... - Sayı 126
Bismillah... - Sayı 123
Hapis... - Sayı 121
Kuşlar... - Sayı 120
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Batılı düşünürler-Tolstoy ve niceleri gibi-mutlak olan bir şeyin olması gerektiğini gayet tabi bir şekilde fark edebiliyorlar. Ama bizim aydınımız (bulundukları yere nasıl geldikleri malum); bırakınız ülkenin dünya üzerindeki sorumluluğunu fark etmeyi, düşünmesi gereken bir beyinlerinin olduğunun bile farkında değiller. Ülkemizde, he sahada yaşanan boşluğu daha başka nasıl açıklayabiliriz?
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gazze, ümmetin imtihanıdır
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16321587
 Bugün : 2773
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 694222
 Bugün : 133
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 165
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim