Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     5588 kez okundu.     2 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

"Su?lu, Aya?a Kalk!"
Ali Erdal

  Sayı: 60 - Nisan / Haziran 2008

Kiralık katil bile yapmaz... 20 günlük bebeği, gözünü kırpmadan öldürüyor... Ve bu katile haber ajansları "asker" diyor... Bir tek devlet, bir tek kuruluş; Birleşmiş Milletler, hattâ İslâm Birliği böyle bir topluluğa devlet denemez demiyor. Cinayet mi göz yumma mı daha kötü, kestiremiyor insan?..

Söyleyen dahil herkesin yalan olduğunu bildiği yalana dayanarak, dünyanın ortasında bir ülke işgal edildi ve kan gölüne çevrildi... Her gün, tabutlar dolusu "demokrasi" gömülüyor toprağa...

Çeyrek yüzyıldan fazla bir zamandır başımıza bir cinayet ve uyuşturucu çetesi musallat edildi... On binlerce can aldı... "Başörtülü" şehit anaları başta olmak üzere, milletin gözyaşlarını toplasak deniz meydana gelir... "Lider" etiketli maşa, özel bir adada ve destan haline getirilmeye çalışılıyor... Çeteyle mücadelede, işgalcinin istihbaratından ve bebek katilinin tekniğinden medet umuluyor...

Bir yandan "haydi kızlar okula", diğer yanda başörtüsü yasağı... Ne yüzde kırk yedilik "mutabakat", ne 410 milletvekilinin "mutabakatı" yasağı kaldırabiliyor... Açıkça, "başörtülü öğrencilere not vermeyiz" ve "yüzde yüzle iktidara gelseniz ne yazar" denebiliyor. İktidarda kim olursa olsun, muktedir olan Demokles'in kılıcı...

Gerçekler çok acı, dayanılır gibi değil, en iyisi biz, gerçekleri bir kenara koyalım ve hep beraber hayal kuralım... Bildiğim kadarıyla hayal kurmanın cezası yok....

Bir memleket düşünelim... Hakka ve hukuka göre idare edilen... Doğruluğun, iyiliğin ve güzelliğin hâkim olduğu bir memleket:

Zulüm yok, haksızlık yok... Adalet öyle güzel işliyor ki, şikâyetini ifadeden aciz topal keçinin ıstırabı bile dikkate alınıyor ve ahı yerde bırakılmıyor. Değil suçlunun, ihmali olanların bile cezası anında veriliyor... Mükâfaat da, anında ve hak edene veriliyor...

Eğitim; kendisi için istediğini başkaları için de isteyen, kendisine reva görmediğini, başkalarına da görmeyen dürüst ve seviyeli insanlar yetiştiriyor... Üstün sanatkâr, büyük alim, erbap teknik eleman, kısaca her sahaya lâzım olan fert, en iyi şekilde yetiştiriliyor. Herkes için işi, kendisine verilmiş mukaddes bir emanettir.

En zayıf insan bile hakkı her yerde ve herkese karşı söylemekten perva etmiyor. Hak, her şart altında teslim edilecektir; haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır... Herkes birbirinden; idareciler halktan ve halk idarecilerden emindir...

Altın ve gümüşe garkolmuş genç ve güzel bir kız, tek başına en kalabalık caddelerden geçip ıssız dağlara gidebilir... Hak etmediğine el kaldırmak, haddi olmayana dil uzatmak kimsenin aklının ucundan bile geçmez...

Kimse horlanmıyor, tehlikeli görülüp mimlenmiyor... Değil elinden ve dilinden, insanlar birbirinin zannından bile emin... Bir huzur ortamı ki anlatılır gibi değil... Hapishane yok, akıl hastahanesi yok... Herkes birbirini öylesine kolluyor ki, sigortaya ihtiyaç duyulmuyor... Şairin dediği gibi, "Hayali cihan değer"...

Tertemiz tabiatta beslenen semiz ineklerden sağılan süt, en ücra köşedeki garibana kadar saf ve temiz olarak gidiyor... Tertemiz gıdalardan pırıl pırıl elbiselere, toplu iğneden en karmaşık makinelere kadar yerli ürünler, en güzel ambalajlar içinde topluma sunuluyor. Bacalardan ölüm fışkırmıyor... Saadet yuvası mis kokulu evlerde ve bal dökseniz yalanacak sokarlarda güler yüzlü fertler... Hayvanlar bile sokaklara pislemiyor.

Herkesi ve herşeyi, candan aziz bir prensipler manzumesi yönetiyor: Beşik(öncesin)den, mezar(sonrasına)a kadar bütün hayatı, zamanı ve mekânı
kucaklayan ve nizamlayan bir prensipler manzumesi... Herkes işinde gücünde... "Toplum mühendisleri" yok, yalan yok, malayanî yok, sun'î gündem yok... Hayat, heybetli nehir gibi tabiî akışı içinde... İnsanın; sağlıklı, verimli, düşünceli, dürüst, fedakâr, şefkatli, merhametli ve sevgi dolu yetişmesi ve yaşaması için her şart tamam...

Dertleri unutmak için içkiye sarılmak, heyecanı kumarda aramak gibi illetlerden ve zavallılıklardan arınmış bir toplum... Uyuşturucuyu; huzur ve saadet kaynağı prensipler manzumesinden mahrum uzak ve yabancı ülkelerde görülen zararlı bir madde olarak haberlerden duymuşlukları vardır. Pamuktan yumuşak, yağmur suyundan temiz insanlar... Kalplerinden sadece meşru sevgilere ve ilâhî aşka yol var... "Önce can..." değil, "canan" diyen pırlantalar... Hasıl-ı kelâm, şairin dediği gibi:

"Memleket isterim;
Gök mavi dal yeşil, tarla sarı olsun,
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim;
Ne başta dert ne gönülde tasa olsun,
Kardeş kavgasında nihayet olsun.
Memleket isterim;
Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun,
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim;
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun,
Olursa bir şikayet ölümden olsun."

Benim hayalim, şairden de ileri... Hayalimdeki memlekette, ölümden bile şikâyet yok... Ömür dediğin iki cihan saadetini, yani bu fani âlemi ve ebedî hayatı kazanmak için yaşanan bir hayat; ölüm dediğin vade dolunca, mükâfaatların verileceği ideal vatana gidiş... Şikâyet mi olur... Zaten;
"Ölürse tenler ölür;
Canlar ölesi değil!".

*

Büyük veli "Bir şey haddini aştı mı, zıddına döner" buyuruyor... Küre üzerinde hep aynı istikamette gidince başlangıç noktasına gelinmesi gibi... Terör haberleriyle yatıp kâbuslar gören, ölüm haberleriyle uyanıp şok geçiren, "bomba gibi düşen gündemlerle" sarsılan bir cemiyetin ferdi olarak kurduğum hayal, kan çanağı haline getirilen dünya gerçeklerine tosladı ve onların rengine boyandı. Ne yaparsın, bugün insanlığın kırk hikâyesi var, kırkı da terör üzerine. "Terörle yaşamaya alışmalıyız" nasihati kulağımıza küpe... Terör örgütü çeyrek yüzyıldır, başımıza belâ, ABD 6 yıldır komşumuza kan kusturuyor, gözüne kestirdikleri arasında biz de varız, İsrail kurulduğundan beri belâların belâsı... Sütten ağzımız yanmış bir kere, sormadan edemiyorum: Hayalini kurduğumuz o saadet memleketinde de mi terör olacak?

"Öyle bir memlekette terör olmaz, olamaz ve o insanların arasından terörist çıkmaz. Hattâ dışardan sızacaklara 'yardım ve yataklık' yapacak gafil, para için ihanet edecek hırslı fert bile çıkmaz" cevabı kolaycılık olur...

Bu seviye, herşeyi kuşatan fikir ve iman manzumesi sayesinde kazanılmıştır. Öyleyse, doğumdan ölüme bütün fertlere bu prensipler manzumesinin bütün esasları tam ve en ince ayrıntısına kadar öğretilmeli; zıtları tarafsız ve eksiksiz olarak gösterilmeli... Zıtları da öğretilecek ki hiçbir fikirden gocunulmadığı görülsün. Aksi halde nelere duçar olunacağı önceden bilinsin...

İkincisi... Yönetim, mazluma da, zalime de şefkat ve merhamet göstermeli... Mazlumu koruyup hakkını tam ve zamanında vererek; zalime de zulüm yapmasına engel olarak... Zulmün bütün yollarını ve kollarını yok ederek... İyiliğin bütün yollarını açarak... Buna rağmen, suç işleyeni, ak sütün içindeki, ak kılı görecek bir dikkatle ensesinden tutup çıkararak ve haddini bildirerek...

Öyle bir yönetim hayal ediyorum ki... "Suçlu ayağa kalk!" dediğinde, hiçbir masum tedirgin olmayacak ve en ufak bir ürküntü duymayacak; suçlu da ayağa kalktığı takdirde kendisine adaletle davranılacağını, kalkmadığı takdirde akıbetini bilecek, hattâ cezasını çekmeyi nimet bilecek... İşte o memlekette terör olmaz.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : ?ehnaz kutluca    28.06.2008
Yorum : evlatlarımızı Allah ve rasulünün sevgisi ile donatmaya gayret edhersek neden bu hayal gerçek olmasınki




Ekleyen : Fatma G?lbahar Ma?at    05.06.2008
Yorum : Her gün, tabutlar dolusu "demokrasi" gömülüyor toprağa... Her gün, tabutlar dolusu "demokrasi" gömülüyor toprağa... İçim cız etti bu cümleyi okurken...Hakikatin ağır darbeleri çöküverdi üzerime ansızın. Katliamları yapanları ve sessiz kalanları da kendi tuzaklarıyla derbeder etsin yüce Mevlam. Elinize ve yüreğinize sağlık





 
Kardelen’in 35. toplantıs... - Sayı 124
Yolculuk... - Sayı 124
Annelerin zaferi... - Sayı 124
Her şey apaçık... - Sayı 123
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Cinayet, hırsızlık, fuhuş, içki, kumar ve uyuşturucu karışımından ibaret düzeni ambalajlayıp medeniyetin ta kendisi diye yutturmak isteyen “tek dişi kalmış canavar”a karşı hani, “iman dolu göğsümüz” vardı?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Hayatın merkezi anneler
Analar baş tacımızdır
Annelerin zaferi


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15637689
 Bugün : 1431
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 653200
 Bugün : 27
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 62
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim