Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2576 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

(YKTYBAS) GAZY OSMAN PA?A

  Sayı: 60 - Nisan / Haziran 2008

Velûd yazarlarımızdan Sayın Sadettin Kaplan, Plevne'ye Saplanan Tuğ" başlığıyla "Gazi Osman Paşa" adında bir roman kaleme aldı. Bir millet, Kaplan gibi vefalı, gayretli evlatları olduğu sürece, yaşamaya hak kazanır. Aynı zamanda iyi bir şair olan Kaplan'ın nesrinde şiirinin etkisini görünce, ister istemez insan kendisine "güzel roman yazabilmek için en azından biraz şair olmak gerekiyormuş" demek zorunda kalıyor.

Bir de yazarımızın eski bir asker olduğunu unutmamamız gerekmektedir; aksi takdirde eserini ördüğü taktik bilgilerine sahip olamaz, savaş kavramlarını yerli yerinde kullanıp bize o iklimi teneffüs ettiremezdi.

Değerli öğretim üyelerimizden Sema Uğurcan Hanımefendi, bir yıl kadar önce, "Şuna bakar mısınız?" diyerek üzüntüyle masama bir fotokopi koymuştu. Kâğıtta başımızı önümüze eğdirecek bir ayıbımız bulunuyor, Plevne Marşı'nın Macar bir müsteşrik olan Ignacz Kunoş tarafından, savaştan on yıl sonra Bulgaristan Türkleri arasında araştırma yaptığı sırada Rusçuklu bir çocuğun ağzından tespit edildiği, onun vasıtasıyla bize ulaştığı yazılıyordu. Plevne'deki şanlı savunmamızı, onun büyük kumandanını, kahraman askerlerini "Tuna nehri akmam diyor" mısralarından hatırlıyor, yeni nesillerin hafızasına işliyoruz. Kunoş, hüzünlü sesiyle vatanını arayan çocuğu dinleyip bu marşı tespit etmeseydi, günümüzde milletimize mal olan, gençlerimize ruh veren bu savunma, diğer bilinmesi gereken olaylar gibi, sadece tarihin sayfaları arasında kalacaktı.

Eskilerin '93 Harbi' dedikleri 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Doğu cephesinde Ahmed Muhtar Paşa aslanlar gibi direndi. Mehmed Arif Bey'in 'Başımıza Gelenler' kitabı Ahmed Muhtar Paşa'nın şecaatiyle doludur. Batı cephesinde ise Deli Fuat Paşa'nın Alena zaferi ve Mehmed Ali Paşa'nın kazandığı birkaç meydan muharebesi varsa da bunlardan bir sonuç elde edemedik. Veysel Paşa'nın ve diğer kumandanların birlikleri maalesef pırasa gibi doğrandılar. Fakat Plevne Savaşı yüzümüzü ağarttı. Sonunda yenilsek bile, "işte biz böyle yeniliriz" dedirten yiğitlik örnekleri sergilendi. Bütün ordularımızda aynı silah vardı; askerlerimizin mayası da birdi; fakat baştaki kumandan farklıydı. Teslim olması için Avrupa Rus Orduları Başkomutanı Grandük Nikola'nın mektubuna verdiği şu cevap ne kadar onurludur: "Kumandam altında bulunan imparator ordusu cesaret, sebat ve enerjilerini ispat etmekten hiçbir veçhile geri kalmamışlardır. Bugüne kadar yapılan muharebelerde muzaffer olmuşlardır. Bu sebeple majeste Çar, kendi muhafız kuvvetleriyle humbaracılarını imdat kuvvetleri olarak getirmek lüzumunu duymuştur... Garna Dubnik ve Teliş mağlubiyetleri, buralarda bulunan kıtaların teslim oluşu, muharebe ve muvasala yollarının kesilişi, büyük yolların işgal olunması, ordunun düşmana teslim etmem için kâfi sebepler değildir. Bu suretle askerlerimin şevkinden hiçbir şey eksilmemiştir ve bunlar Osmanlı askeri şerefini muhafaza etmek için yapılması lazım gelen her şeyi de yapmış değillerdir."

Esir düşünce, "Yüz elli bin Rus askeriyle kuşatıldığınızı bilmiyor muydunuz?" diye soran Çar'a verdiği cevapla ne kadar övünsek azdır: "Evet biliyordum; fakat maksadım harp hattınızı yarıp çıkmaktı. Vakıa bizim kuvvetimiz size nispetle az idi; ancak bundan evvel galip geldiğimiz muharebelerde dahi kuvvetimiz o nispette idi. Galebe aza çoğa bakmaz." Çarın, "Niçin silahlarınızı terk etmediniz?" sorusuna cevabı ise tam askerce idi: "Devletim bana düşmanı çok görünce silahını terk et demedi; kavga için gönderdi."

Sadettin Kaplan, birbirinden güzel teşbihler, tasvirler, tespitlerle o savaşı bize yaşatıyor. Hiçbir fedakârlığın, yiğitliğin heba olup gitmeyeceğini de kitabının sondan bir önceki paragrafında ne güzel anlatıyor: "Efsaneleşen Plevne savunmasının üzerinden 124 yıl ve bu efsane komutanın ölümünün üzerinden ise bir asır geçti... Ama Gazi Osman Paşa Marşı nesilden nesile, dilden dile sürüp geldiği gibi, sürüp gideceğe benziyor. O, en mutsuz günlerinde bir milletin umudu ve maneviyatı olmuştu." (Mehmed NİYAZİ, Zaman; 26 Kasım 2007)


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
(YKTYBAS) GAZY OSMAN PA?A... - Sayı 60
Ystanbulun Fethinde manev... - Sayı 52
Necip Fazyl’yn poetikasy-... - Sayı 44
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Sanatımızın, özellikle şiirimizin şu andaki seviyesini güneş ışığının yokluğuna mı, yoksa ondan gelen ışığın yansımasını engelleyip, bizi suni bir güneş tutulmasıyla karşı karşıya bırakanlara mı bağlamalı?..
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16387741
 Bugün : 261
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 704165
 Bugün : 3
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 316
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim