Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2607 kez okundu.     1 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Şu kopan fırtına Türk ordusudur Yârabbi!
Remzi Kokargül

  Sayı: 86 - Ekim / Aralık 2015

Şu kopan fırtına Türk ordusudur Yârabbi!

Senin uğrunda ölen ordu budur Yârabbi!

Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,

Gaalib et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın! (Yahya Kemal)

Hatırlarsan bir zaman, çok uzaklara açılmıştın kabına sığmıyordun. Ateştin. Tufandın. Çin’den. Maçin’e tâ Makedonya’ya ve oradan da Avrupa içlerine. Bir baştan bir başa yeryüzünü bir hamlede fethetmek istiyordun.

Bir soluk'ta ateşgedelerin ülkesine ulaştın ve içlerine öyle bir korku saldın ki, Kisra’nın beldeleri tarumar oluyor ve toprağa gömülüyordu. Sonra tuttun topuzunu Bizans’ın başına indirdin... Tarihin tespit ettiği karanlık bir çağı, ense kökünden yakalayıp zamanın bağrından söküp attın ve Kostantiniye’ye giden yolu açtın.

Tuna boylarını bilir misin? Tuna boylarında ak yeleli küheylânlarla şahlandın, başın bulutlara yaklaşmıştı; rüzgârla yarıştın... Geçtiğin yerlerde güller bitiyor, ayağını attığın harabeler, yerlerini ümranlara terk ediyordu.

Aradan yıllar geçti. Biz, millet olarak o şanlı günlerimizi çok çabuk unuttuk.. Bu yüzden de günübirlik bir hayatın esiri gibi yaşayıp durduk. Ah, o zevke dalıp özden uzaklaşmalar; zümrüt gibi bağ ve bahçelerde, lale ve zambaklar arasında rahata ve rehavete teslim olmalar…

Fakat bir gün geldi, düşmanların amansız saldırıları dostların vefasızlığıyla birleşince, üst üste sarsıntılar yaşadık, sonra da birdenbire devriliverdik. Ne acıdır ki, bu uğursuz dönemde, Anadolu'nun mevsimleri değişti. Yazımız kışa, kışımız yaza karıştı. Sonra ne Karadeniz'in hırçınlığı geçti, ne de Akdeniz eski durgunluğunda kaldı. Palandöken'de kar fırtınaları dizginsiz, Seyhan'da suların keyfi kaçtı.

“Bu hissizlikle cem'iyyet yaşar derlerse pek yanlış

Bir millet göster, ölmüş mânevi yatıyla, sağ kalmış.” (M. Âkif)

Bu millet böyle hazin bir duruma müstahak değildi ve bu meş'um durum “ilelebet” böyle sürüp gidemezdi. Kur’ân’ı yeryüzünde müdafaa eden, bin üç yüz sene Allah ve Peygamber uğrunda döğüşen bu orduyu İslâmın son kahramanları olarak gören Anadolu halkı bu ruhla yeniden kıyam eder Ya Rab! Ümit bahşet!.. Ümit olsun yeni doğan sabahlarımızın adı...

Zaman, fırtınalara tutulduğumuz... Rüzgârların yelelerimizi dağıttığı, aslan cesametimize “hasta adam” dendiği zamandır. Kökü Altaylara kadar uzanan binlerce yıllık bu milleti Asya’nın ötesine, tarihin yokluğuna,  sürmek istedikleri zaman.

Yemen, Kafkasya, Galiçya Çanakkale... Ve her evden bir yiğit... Her evden bu kaçıncı yiğit. Ama yine de “Git! Minareler ezansız, camiler Kur'ân sız kalacaksa sen de git.” denerek, son yongalarda uğurlanır.

Çanakkale bir damla yaş gibi Ege'ye süzülür sanki memleketimin haritası ağlar. İki yüz elli bin can.. Yankıları hıçkırık olur. Bu efsanevî ruh, bünyesini tahrip etmek isteyen bin bir paradoks karşısında, yerinden oynamamış ve hep Malazgirt’teki, Kosova’daki ve Çanakkale’deki aşılmaz iradesiyle kendini korumuştu.

İstiklal Harbi de bu büyük harbin bir devamıydı. Devlet-i Âliye parçalanmış, batılılar mülkünü paylaşmış, son kale olan Anadolu'yu da yıkıp yok etmek için son gayretlerini gösterirken ummadıkları bir derleniş toparlanış ve hiç tahmin etmedikleri bir direnişle karşılaşmışlardı.

Ancak bu korkunç saldırı ve yok ediş taktiği hükmünü icra edememişti... Anadolu'nun bağrında, istiklal için iki çift kelime hulasa eder: “Ya devlet başa, ya kuzgun leşe!” Ellerinde ışıktan kamçılarla, kıyametler kopararak dört bir yanı tutan bu son ordu, akıllara durgunluk veren bu hareket hızını, “Ya devlet başa, ya kuzgun leşe!” ifadesindeki sırda almıştı.

Bu koç yiğitler memleketin dört bir yanından Ya devlet başa, Ya kuzgun leşe diyerek Samsun’dan, Erzurum'dan, Ankara'dan, Edirne'den, İstanbul'dan, Bursa'dan... Yollara çıktılar. Bu ateşin ruhları harekete geçiren, bu çelik iradeleri dünyanın hâkimi kılan sır onların sağlam inançlarında, tarih şuurlarında ve mukaddes ideallerinde mevcuttu.

Artık söz onun devran onundu; atını en karanlık noktalara kadar sürecek; her uğradığı yerde; sivri süngüsü ve keskin kılıcıyla bütün zalim ve müstebitleri zapt ü rapt altına alacak ve dünya devletleri seviyesinde cihanın en gür sesi haline gelecekti.. Ve geldi de...

Son karakolun varlık ve bekasında ümidimizin tükendiği yerde, Hızır gibi imdadımıza yetişen bu son orduya bir kere daha selam duruyoruz. Mehmedim; bunca yük senin omuzlarında ter dökeceksin... Islanacak. Ağlayacaksın gözyaşların güzelliklerinin destanını yazacak...

Ve sen Mehmedim! Senin gibi düşünmeyeni, senin gibi inanmayanı da hoş görecek ve gönül gülünü ona verecek, hoşgörü pınarının suyunu gönlüne akıtacaksın.

Gönlün geniş, ufkun açık, gayen güzel, hedefin doğru... Ve sen Mehmedim, inandığın kadar güçlüsün...


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Akın Boztepe    17.11.2015
Yorum : Bu Millet, dün ne ise bugün de aynı ruhta ve güçtedir. Kutlarım Remzi bey.Kaleminiz daim olsun.Selam ve saygılarımla.





 
Çoban çeşmesi... - Sayı 122
Bir Şehrin Gözyaşları... - Sayı 116
Kayısı Çiçeklerinin Düğün... - Sayı 89
Işığı yanan evler... - Sayı 88
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Kim demiş okumuyoruz diye?
*Sevmediklerimizin, televizyon ekranlarında ve gazete sayfalarında canına okuyoruz!
*Trafik kazalarında ölenler ve PKK canilerinin katlettikleri için rahmet okuyoruz!
*Törenlerde nutuk okuyoruz!
*Kim ne derse desin, bildiğimizi okuyoruz.
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Annelerin zaferi
Hayatın merkezi anneler
İddiamıza arşivimiz delildir


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15719937
 Bugün : 3067
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 656522
 Bugün : 435
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 1079
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim