Lisan davamıza dair Yavuz Şamil KILIÇ Sayı:
86 - Ekim / Aralık 2015
 “Arapça kelime düşmanlığı” karşısında alacağı tavrı erkence tesbit edememiş bulunan müslümanların gayretsizliği sebebiyle bugün artık umûmen unutulmuş bulunan kelimeleri yeniden diriltmeye çalışmak gibi bir dirâyet ve hamleyi ümid ve temennî etmiyoruz. Ancak tahribat her an devam etmekte olduğundan bu ihmâlin daha fazla kurbana mâl olmaması için henüz unutulmamış kelimeleri kullanarak, dâvâ ederek yaşatmanın lüzûmuna inanıyoruz. Nasıl ki; uzun bir seyahatten evine dönenler henüz kökü kurumamış olan çiçeklere ümidle su verirlerse aynen onun gibi fiilen kullanılmasalar bile sorulduğunda ne mânâya geldikleri bilindiği anlaşılan kelimeleri ayakta tutabilmek için canhıraş bir gayret sahibi olmamız gerekir. Herkes “okul” kelimesini kullanmakta olduğu halde “mektep” halâ biliniyorsa, her müslüman tarafından tercihen kullanılmalıdır ki, hayat bulsun, yaşasın!..
Unutulmamalıdır ki; Yahudiler tam iki bin yıl sonra, çoktan ölü hale gelmiş bulunan “İbranice'yi” hem lisan hem de yazı olarak ihyâ etmişlerdir.
Güzel Türkçe'mize sûikasd, umumi mânâsıyla İslâm'a sûikasdin bir cüz'üdür. Unutma ve afvetme! Ve fiiliyatta bu sûikasdin hâinler veya gâfiller kadrosu içinde yer alma! Kullandığın lisan bir alâmet-i farika gibi senin müslümanlığını haykırsın.
Daha fazla tafsilât için, lisan dâvâmıza dair neşredilmiş pek çok eserden biri olan ve bu yazının hazırlanmasında istifade edilmiş bir kaynak olarak Kadir Mısıroğlu’nun “doğru Türkçe rehberi yahut bin uydurma ve batı menşe’li kelimeyi boykot” isimli eserine bakılabilir.
|