Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2745 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Çile
Kadir Bayrak

  Sayı: 92 -

“Çile”sini ilk defa fakülte yıllarında tanıdım. Oysa ülkenin sınavla girilebilen, hatırı sayılır okullarından biriydi, mezun olduğum lise. O zamana kadar ismini de sık duyduğumu iddia edemem. Diğerleri gibi bir şairdi olsa olsa… Gerçi birilerine göre sakıncalı olan fikirlere kapalı edebiyat kitaplarında eserlerine yer verilmemesi, hakkında fikir sahibi olmaya yeterliydi belki ama…

Üniversite, yurt derken birçok insan ve bir o kadar da fikirle tanışma imkânı bulmanın da etkisiyle hayatın sadece derslerden ibaret olmadığını idrak ettim. Neden sonra, büyük şehrin büyük kitapçılarındaki saman kâğıdıyla karışmış mürekkep kokusu bizi kendine çeker oldu. Farkında olmasam da raflarda aradığım biri vardı. O biri; kimdi, niçin O'nu arıyordum, bana söyleyecek ne sözü olabilirdi, o an için bilemiyorum ama ısrarla arıyordum. Nitekim bulduğumu zannettiğim, kitaplarını alıp konferanslarına gittiğim niceleri oldu. Onlarla münasebetim işte bunlarla sınırlı kaldı; kitaplarını aldım ve konferanslarına gittim…

Şiiri; resmî gün ve gecelerde söylenir, günün anlamına göre genelde hamaset, eh biraz da his yüklü birbiri ardına dizilmiş kafiyeli birkaç kelimeden ibaret sayan eğitim sisteminden geçmiş bir gence, şiir hakkında ne söylenebilir ki? Âşık olduğunu zanneden liselinin sıraya kazıdığı mısraların bütününe de şiir denilmiyor muydu sanki. Bana fikir lâzımdı. Şiiri, gitsin liseli âşıklar okusun…

Bu hislerle, okula değil kitapçıya gittiğimiz bir gün, sırf kitap sahibi olmaları sebebiyle kendilerine hayranlık duyduğum yazarların eserleri arasından, arkadaşım Çile’yi çekip “Bak” dedi, “sana bir şey göstereceğim.” İskambil kâğıtlarının usta kumarbazın bir elinden diğer eline havada uçarak geçmesi gibi kitabın başından sonuna şöyle kuşbaşı bir bakış… İlk dikkatimi çeken, bir başlık ve iki mısradan müteşekkil beyitler ve bunlar için ayrılmış koca ve bomboş bir sayfa. İşte şiir kitabı almamaktaki haklılığım kanıtlanıyor… Şu beyitleri alt alta yazsalarmış ya… Ama bana gösterilmek istenen bunlar değil. Yayınevinin kitabın sonuna eklediği bir fotoğraf. Allah şahittir, o fotoğrafı gördüğüm anı, bir ömür boyu unutmayacağım. Başımdan aşağıya kaynar sular mı dökülmedi, zemin ayağımın altından mı kaymadı… Ne olduysa oldu ve o an hayretler içinde kalakaldım. O fotoğrafta beni cezbeden neydi, onu da bilemiyorum. Büyük bir caminin büyük bahçesi. Bir cenaze ve insan başlarından tarlayı andıran mahşerî bir kalabalık ve en ön safta, çok değil cenazeden birkaç ay sonra ülkenin başbakanı olacak şahıs. Daha fazla dayanamadım ve kitabı kapatıp yerine koydum. Kitap yerine koyuldu koyulmasına ya içimde birçok şey de yerle bir oldu. Yurda döndüm, hiçbir şey olmamış gibi davrandım ve fırsatını bulduğum ilk anda gittim, kitabı satın aldım. İlk sayfasına ismimi yazdım, o günün tarihini düştüm: 09.03.1998, Ankara… İşte Üstad’ın bendeki ilk kitabı…

Önceleri kitabı rastgele açıp o sayfadaki şiiri okumak, böylece önceki fikirlerime ters düşmeden, bir şiir kitabı ancak böyle okunur kanaatini kendime kabul ettirmek yolunu seçtim. Ne fark eder ki, hangi şiirini okusam sarsılıyorum. Evet, Üstad’ın bendeki ilk tesiri bu oldu; sarsılmak, hayrete düşmek… Neydi beni bu derece etkileyen? Kelimeleri mi? Belki… Üslûbu mu? Hiç şüphe yok; yoksa bunların da üstünde tüten mânâ mı? Kesinlikle, şiddetle evet. Çile, ayrılmaz bir parçam olmuştu artık. Şimdi düşünüyorum da, hislerini saklamakta pek mahir olduğunu düşünen ben, pınarlarına akın eden gözyaşlarıma, düğümlenen boğazıma rağmen her fırsatta O’nun şiirlerini etrafımdakilere okumaktan kendimi alamadım.

Kardelen’in editörü olarak ne zamandır hayalini kurduğumuz Üstad sayısının hazırlanmasında belki de bu his yoğunluğu sebebiyle hayli istekli oldum ve arzu ettim ki benim böyle tanıdığım insanı, başkaları da bilsin. İşte şimdi o sayıyla karşınızdayız. Muvaffak olabildik mi, takdir sizin. Üstad’ın, zor anlarımda tekrar tekrar okuduğum şu beytindeki mânâyı, Allah’ın son nefesime hâkim kılmasını niyaz ediyorum:

"Kapı kapı bu yolun, son kapısı ölümse;

Her kapıda ağlayıp, o kapıda gülümse." 

(Kardelen yıl 11, sayı 34; Temmuz/Eylül 2002)


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Anneme...... - Sayı 124
Nerelisin... - Sayı 123
Fars irfanı var mıdır?... - Sayı 122
Hesaplaşma zamanı... - Sayı 120
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Batılı düşünürler-Tolstoy ve niceleri gibi-mutlak olan bir şeyin olması gerektiğini gayet tabi bir şekilde fark edebiliyorlar. Ama bizim aydınımız (bulundukları yere nasıl geldikleri malum); bırakınız ülkenin dünya üzerindeki sorumluluğunu fark etmeyi, düşünmesi gereken bir beyinlerinin olduğunun bile farkında değiller. Ülkemizde, he sahada yaşanan boşluğu daha başka nasıl açıklayabiliriz?
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Hayatın merkezi anneler
Analar baş tacımızdır
Annelerin zaferi


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15638975
 Bugün : 2717
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 653223
 Bugün : 50
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 62
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim